HABERMAX. Silivri / 29 Haziran 2025 – Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, cezaevinden yaptığı yazılı açıklamayla Türkiye genelinde devam eden orman yangınlarına ilişkin hükümete sert eleştiriler yöneltti.
Yangınlara karşı mücadelede hükümetin yetersiz kaldığını belirten İmamoğlu, “Muhalefeti susturmaya çalışmak yerine, ülkenin dört bir yanını saran alevleri söndürmeye odaklanın” çağrısında bulundu.
Cezaevinden kamuoyuna seslenen İmamoğlu, yaşanan felaketin sadece ormanları değil, içinde barınan binlerce canlıyı ve yaşam alanlarını da yok ettiğine dikkat çekti. “Ormanları saran alevleri izliyorum, içim yanıyor” diyen İmamoğlu, her yıl tekrar eden yangınlarla ilgili olarak liyakat eksikliği, öngörüsüzlük, tedbirsizlik ve hazırlıksızlık vurgusu yaptı.
“Göz göre göre gelen felaketlere yine seyirci kaldınız” ifadesiyle hükümeti doğrudan sorumlu tutan İmamoğlu, yaşanan kayıpların sadece bugünü değil, ülkenin geleceğini de tehdit ettiğini belirtti.
İmamoğlu açıklamasında, orman yangınlarının yalnızca doğal varlıkları değil, aynı zamanda geleceği de küle çevirdiğini vurguladı. Her yıl benzer senaryolarla karşılaşıldığını söyleyen İBB Başkanı, “İktidar, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekliyor” dedi.
Yangınlar sonrası gerçekleştirilen fidan dikme törenlerini ise “vicdan temizleme tiyatrosu” olarak nitelendiren İmamoğlu, bu tür sembolik adımların gerçek sorunları çözmeyeceğini belirtti.
İklim krizine de dikkat çeken İmamoğlu, sıcaklıkların olağanüstü seviyelere çıktığını, yangınların artık öngörülebilir hale geldiğini ifade etti. Bu nedenle felaketlere karşı önlem almanın bilimsel bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
“Eski tartışmalarla zaman kaybetmek yerine, bilimin sesine kulak verin. Doğa ihmali affetmez; bedelini hep birlikte öderiz.” diyerek açıklamasını tamamladı.
Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla aldığı mahkûmiyet kararı sonrası cezaevinde bulunuyor. 2025 genel seçim sürecinde muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen İmamoğlu, tutuklu yargılanmasına rağmen kamuoyuna yönelik açıklamalar yaparak siyaset sahnesinde varlığını sürdürüyor.
Bu son açıklaması, sadece çevre felaketlerine değil, aynı zamanda demokrasi, liyakat ve yönetişim krizine yönelik güçlü bir eleştiri olarak yorumlanıyor.