HABERMAX. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de devam eden grevin 5. gününde bir açıklama yaparak, yaşanan krizle ilgili çözüm önerilerini paylaştı.
Soyer, görevi süresinin sonuna doğru, yerel seçime 5 gün kala imzalanan ve 5800 işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi’nin (TİS) grevin müsebbibi olarak gösterilmesine karşı çıktı. Dönemin koşullarında, TİS’in yeni seçilecek yönetimi zor durumda bırakmaktan ziyade, kolaylaştırıcı bir etki yapacağını düşündüğü için imzalandığını belirtti. Ayrıca, imzalanan sözleşmedeki rakamların daha sonra diğer İBB şirketlerindeki toplu sözleşmelerde de uygulandığını vurguladı. Oluşan yevmiye farkının nedeninin ise 2025 yılında sözleşmelerin tamamında yer alan birinci yıl sonundaki enflasyon oranındaki artıştan kaynaklandığını ifade etti.
Soyer, verilen zammın yüksek enflasyon koşullarında işçiyi memnun edecek ve o günkü bütçe çerçevesinde belediyeyi zor durumda bırakmayacak bir oran olduğunu dile getirdi. Belediye mevzuatına göre personel giderlerinin bütçenin %30’unu aşamayacağını ve bu sınırın altında kaldıklarını ekledi. Sözleşmede yer alan “işe devam primi”nin ise, görev süresinden önce yapılan TİS’lere konmuş ve zaten verilecek olan ücretin sendikal nedenlerle “sosyal haklar” başlığı altında düzenlenmesinden ibaret olduğunu açıkladı.
Finansal Sıkıntının Nedeni ve Çözüm Önerisi
Soyer, 5 yıl boyunca “eşit işe eşit ücret” ilkesi doğrultusunda hareket ettiğini ve tüm TİS’lerde bu ilkeyi gözettiğini belirtti. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından AAA ile değerlendirilen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bugün içine düştüğü finansal sıkıntının, geçen dönem yapılan TİS’ler veya işe alımlar nedeniyle değil, Hükümetin “silkeleme politikası” nedeniyle ödeneklerinden yapılan çok büyük kesintilerden kaynaklandığını savundu. Mevcut yönetimin bu kesintiler öncesinde 2 Eylül 2024’te belediyenin ödeyemeyeceği bir borcu olmadığı açıklamasını yaptığını ve son dönemde işe alındığı söylenen binlerle ifade edilen rakamların da gerçek olmadığını belirtti.
Geçmişte hata aramanın bugün gelinen noktayı çözmeye faydası olmadığını vurgulayan Soyer, tarafların uzlaşma zeminlerinin her geçen dakika kaybolduğunu ve şehirde gerilimin yükseldiğini ifade etti.
Soyer’in somut çözüm önerisi ise şöyle:
* Tarafların birbirleriyle muhatap olmadan bir çözüm üretilmesi.
* Tarafların üzerinde mutabık kalacakları bir arabulucunun her iki tarafla ayrı ayrı görüşerek, her iki tarafın da çözümden yana adım atmalarını sağlaması.
Bu yöntem sonucunda tarafların el sıkışmak için bir araya gelmelerinin mümkün olacağını belirten Soyer, yıllar süren sendikal mücadelelerle kazanılmış sendikal hakların ve Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinin itibarının ancak böyle korunabileceğini savundu. Son olarak, “eşit işe eşit ücret” derhal sağlanamasa da o hedeften vazgeçmeden ve sefalette değil refahta eşitlik hedefi korunarak her iki tarafın da, İzmirli’nin de huzura kavuşabileceğini sözlerine ekledi.