HABERMAX. Suriye’de yıllardır süren iç savaşın en acı ve trajik boyutlarından biri, özellikle azınlık gruplarının hedef alındığı mezhepçi saldırılar olmaya devam ediyor. Son dönemde Suriye’nin Lazkiye ve Tartus illerinde, Arap Alevi halkına yönelik sistematik katliamlar yaşandığı iddiaları, uluslararası camianın dikkatini çekerken, Türkiye’de de büyük bir tepkiye yol açtı. CHP örgütünün ve çok sayıda vatandaşın katıldığı basın açıklamasında, Suriye’deki mezhepçi terör örgütlerinin gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırılar kınandı.
Heyet Tahrir el-Şam (HTS) ve ona bağlı cihatçı grupların, Lazkiye ve Tartus’taki Alevi köylerine yönelik yoğun saldırılara devam ettiği belirtiliyor. Bu saldırılarda, ayrım gözetmeksizin çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef alındığı, evlerin yakıldığı, köylerin basıldığı ve insanların zorla yerinden edildiği iddia ediliyor. Katliamların arkasında yatan sebebin ise, Suriye’deki mezhepçi çatışmaların büyümesi ve Alevi toplumunun hedef alınması olduğu ifade ediliyor.
Katliamların, 2013’te yaşanan benzer saldırıları hatırlattığı ve o dönemde de, selefi-radikal grupların desteğiyle Alevi köylerinin hedef alındığı ve yüzlerce masum insanın katledildiği belirtiliyor. Bugün ise, aynı grupların, bölgedeki inanç temelli soykırımı sürdürmek amacıyla, Alevi halkını ortadan kaldırma amacına yönelmiş durumda olduğu iddia ediliyor.
Uluslararası Sessizlik ve Türkiye’nin Tavrı
Basın açıklamasında, dünya kamuoyunun bu vahşete karşı duyarsız kalması tepkiyle karşılandı. Birçok uluslararası kuruluş ve devletin, mezhepçi terörün boyutlarına göz yumduğu ve bu durumu dünya gündeminin dışında bırakmaya çalıştığı iddia ediliyor. Türkiye’deki bazı siyasi çevrelerin de, geçmişte Suriye’deki cihatçı gruplara verilen desteği sorgulamadan, bu saldırılara karşı susmayı tercih ettiği belirtiliyor.
Ayrıca, uluslararası kamuoyunun tepkisizliğinin, bu insanlık suçunun devamına zemin hazırladığı ifade ediliyor. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik çağrılar da yapıldı. Geçmişte Suriye’deki cihatçı terör örgütlerine verilen desteğin sonuçları gözler önüne serilirken, bu hatalardan dönülmesi gerektiği vurgulandı.
Katliama Karşı Duruş: Birlikte Hareket Etme Zamanı
CHP örgütü ve vatandaşlar, basın açıklamalarında sadece mezhepçi teröre karşı durmakla kalmayıp, aynı zamanda tüm Ortadoğu halklarının barış içinde yaşaması gerektiğini savundular. Açıklamada, “Biz, Suriye’deki tüm halkların barış ve güven içinde yaşamasını isteyenlerin yanındayız. Bu yüzden Lazkiye ve Tartus’ta yaşanan katliama sessiz kalmayacağız!” denildi.
Ayrıca, Türkiye’deki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve basın kuruluşlarına çağrı yapıldı. Bu grupların, Lazkiye ve Tartus’taki katliama karşı duyarlılıklarını artırmaları ve kamuoyuna doğru bilgiyi aktarmaları istendi.
Uluslararası Dayanışma ve Adalet Çağrısı
Basın açıklamasının en dikkat çekici bölümü, uluslararası kamuoyuna yapılan çağrı oldu. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi kuruluşlardan acilen harekete geçmeleri istendi. “Bu mezhepçi katliama karşı uluslararası toplumun suskunluğu, bir suç ortaklığıdır” denilerek, bu katliamların derhal durdurulması gerektiği ifade edildi.
Aynı zamanda, tüm dünya halklarına da seslenilerek, “Bu vahşete karşı duran herkes, sessiz kalmayan herkes bu mücadelenin bir parçasıdır!” şeklinde güçlü bir mesaj verildi.
Mücadele Sadece Meydanlarda Kalmayacak
Metnin sonunda, basın açıklaması yapanlar, sadece bugünkü protestoyla yetinmeyeceklerini ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek için çalışmalarına devam edeceklerini belirttiler. Toplumların birleşmesi gerektiğini vurgulayan açıklamada, “Hep birlikte, her yerde haykıralım: Suriye’de Alevi katliamı var! Susmuyoruz, seyirci kalmıyoruz!” ifadeleriyle son buldu.
Bu açıklama, Türkiye ve dünya çapında pek çok insanın dikkatini çekmeye devam ederken, Suriye’deki trajedinin sona ermesi için daha fazla uluslararası baskının yapılması gerektiği savunuluyor.