Kongrede konuşan Davutoğlu, memleketi Osmaniye’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik eleştirilerde bulundu.
Bahçeli’nin sık sık kendisini ve partisini hedef almasını değerlendiren Davutoğlu, “Herhalde bir iş bölümü var, Erdoğan, açıkça meydan okumamızdan sonra bize yönelik söylemlerini durdurunca bu rolü Bahçeli ve Perinçek üstlenmiş gibi gözüküyor” dedi.
Davutoğlu’nun konuşmasının ilgili bölümlerinden satır başları şu şekilde:
BAHÇELİ’NİN TAVRI ÇOK ÇOCUKÇA
Başbakanlık yaptığım dönemde terörle mücadele sürerken gittiğim Diyarbakır’da Cuma namazı çıkışı toplanan vatandaşlar Kürtçe ‘Başbakan’ anlamına gelen ‘Serok Vezir Davutoğlu’ diye tezahürat yapmışlardı. Bahçeli bunu eline aldı ve bana karşı kullanmaya çalışıyor. Çok çocukça bir şey. Toroslar’ın zirvesinde doğmuş, Horasan lehçesini kaybetmemiş bir annenin dizinde, Türkçe ninnilerle büyümüş olan ben, Davutların Ahmet, Dicle’nin kenarında kendi ana diliyle Kürtçe ninnilerle büyümüş Kürt kardeşlerimizin diline de aynı saygıyı gösteririm.
İTİBAR GÖRMEMİZDEN HDP DE MHP DE RAHATSIZ OLUYOR
Bunlar istiyorlar ki Kürtler bir partiye oy versin, Türkler bir partiye. Sünniler bir partiye, Aleviler bir partiye. Ama biz bu topraklarda Cihan Devleti kurmuş olanlar şunu biliriz, eğer Selçuklu ve Osmanlı yönettiği halkın örfüne, diline saygı göstermeseydi bin yıllık devlet gelenekleri bu topraklarda sürmezdi. Cumhuriyetimizin bekası da vatandaşlarımızın kültürüne, diline saygı göstermekle, bunları hakaret unsuru olarak görmemekle olur. Bana her fırsatta ‘Serok’ diyen Bahçeli bunun için rahatsız. Bizim Güneydoğu’da, Doğu’da bu kadar hızlı örgütlenmemiz nasıl oradaki etnik bazlı bir partiyi rahatsız ediyorsa, İç Anadolu’da, Karadeniz’de, geri kalan yerlerde itibar görmemiz de diğer partileri rahatsız ediyor. Fakat bizim kardeşliğimizin arasına kimse giremeyecek.
CUMHUR İTTİFAKI’NIN UYGUR POLİTİKASI UTANÇ VESİLESİDİR
Bahçeli’nin Kürtçe dilinde yapılan bir tezahürat için bizi hedef aldığı vakitlerde, ilk Türkçe lügat olan Divan-ı Lügatut Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmut’un diyarında, bizim ata yurdumuzda her gün Uygur kardeşlerimiz işkence altında ve Sayın Bahçeli susuyor, Erdoğan susuyor. Bu utanç vesilesidir. Sayın Bahçeli’nin bize sesi çıkıyor, Erdoğan gerektiğinde her şeyi söylüyor ama Çin’e gelince ses yok. Karşgarlı Mahmut’un torunlarına sahip çıkmanızı engelleyen nedir? Hangi menfaattir? Hangi çevredir? Bunu söyleyin! İşte meydan okuyorum. Çin’in zulmüne karşı 39 ülkenin imza attığı bir bildiriye imza atmamak da bu hükümetin gelecek nesillere bıraktığı bir yüz karasıdır.