HABERMAX. İstanbul’un Şile ilçesine bağlı Karabeyli Köyü sakinleri, yerleşim yerlerine yalnızca 97 metre mesafede kurulmak istenen taş ocağına karşı harekete geçti. 650 yıllık tarihi köyün yaşam alanlarına, doğasına ve halk sağlığına yönelik büyük bir tehdit oluşturduğu belirtilen projeye karşı köy halkı ve Şile Dernekler Federasyonu, yürütmeyi durdurma davası açtı.

Karabeyli Köyü’nün ilk konutlarına yalnızca 97 metre, köy meydanı, cami ve kahvehaneye ise 250-300 metre mesafede kurulması planlanan taş ocağının, 56 metre daha yüksek bir kotta yer alması bölge halkının endişelerini artırdı. Söz konusu proje, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait bir yol çalışmasının %30’luk kalan kısmını tamamlamak amacıyla, yüklenici firma Makyol tarafından yürütülmek isteniyor.
Ancak köylüler, bölgede halihazırda 3 ila 4 adet aktif taş ocağı bulunduğunu belirterek, yeni bir ocağın “keyfi” şekilde ve “daha fazla maddi kazanç uğruna” açılmak istendiğini ifade ediyor.
Köy halkı ve Şile Dernekler Federasyonu’nun yaptığı ortak basın açıklamasında, proje sürecinin köy halkından gizlenerek ve halkın görüşü alınmadan yürütüldüğü vurgulandı. Açıklamada, üretim izninin “inanılmaz bir hızla” verildiği, kurumlar arası yazışmaların kapalı kapılar ardında yürütüldüğü ve köy halkının kasten bilgilendirilmediği öne sürüldü.
Projeyle birlikte köyde toz, gürültü, sarsıntı gibi çevresel etkilerin yanı sıra, su kaynaklarının kirlenmesi riski de doğacak. Ayrıca bölgenin önemli tarım ve orman alanlarında geri dönüşü olmayan tahribatlar yaşanacağı belirtiliyor.
Köylüler adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sadece kendi yaşam alanlarımızı değil, çocuklarımızın, yaşlılarımızın, çiftçilerimizin ve tüm canlıların geleceğini korumak için bu mücadeleyi başlattık. Bu taş ocağı projesi yaşam kalitemizi düşürmenin ötesinde, sağlığımızı tehdit eden ve doğamıza kalıcı zararlar verecek bir adımdır. Bu hukuki süreç, aynı zamanda gelecek nesillere daha temiz, yaşanabilir bir doğa bırakma sorumluluğunun bir parçasıdır.”
Köy halkı ayrıca kamuoyuna, basına, çevre örgütlerine ve tüm duyarlı vatandaşlara çağrıda bulunarak, bu mücadelede kendilerini yalnız bırakmamalarını istedi.
Köyde yaşayan aileler, özellikle çocuklar ve yaşlılar açısından taş ocağının ciddi sağlık riskleri taşıdığını belirtiyor. Toz ve kimyasal partiküllerin solunum yolu hastalıklarına, gürültünün ise psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceği vurgulanıyor.
Ayrıca, patlatma işlemleri ve ağır iş makinelerinin yaratacağı titreşimlerin tarihi evlerde çatlaklara, yeraltı su kaynaklarında kaymalara ve çevre tarım arazilerinde verim kaybına neden olacağı öngörülüyor.
“Köyümüz 650 yıllık tarihiyle sadece bir yerleşim alanı değil, geçmişimiz ve geleceğimizdir. Taş ocağına karşı verdiğimiz mücadele bir çevre meselesi değil, bir yaşam hakkı mücadelesidir. Karabeyli susmayacak, teslim olmayacak.”
Kaynak/ Bölgeninsesi