Meclis toplantısında, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2020 Yılı Bütçe Kararnamesi de oylandı. 2020 yılı bütçesi 2 milyar 254 milyon TL olarak belirlendi ve Meclis’te oy birliğiyle kabul edildi. Meclis’te komisyon raporlarına ait 3, idare tekliflerine ait 6 ve gündem dışı 1 olmak üzere toplam 10 madde görüşüldü.
Ayrıca, 2009 yılından günümüze kadar Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçe belediyelerine tahsil edilen evsel katı atık taşıma ve bertaraf bedellerinin, ilçe belediyelerine geri iade edilmesi ile ilgili gündem dışı madde de oy birliği ile ilgili komisyona sevk edildi.
Başkan Seçer, bütçenin oy birliği kabul edilmesinin ardından, “Hayırlı uğurlu olsun. Desteğiniz için teşekkür ediyoruz. İnşallah güzel bir yıl geçiririz, faydalı hizmetler yaparız, bu bütçeyi de en akıllı şekilde kullanırız. Bütçe gerçekleşme oranımız da son derece ideal noktalarda olur. 2020 yılı bütçemiz hakkındaki dilekler ve destekleriniz için de teşekkür ediyorum. İnşallah mahcup olmadan 2020 yılında bizler de bu bütçe çerçevesinde üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Bütçenin en ideal şekilde gerçekleşmesini sağlayacağız. Orada öngördüğümüz hizmetleri yerine getireceğiz” dedi.
Geçmiş dönemde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak olan Anadolu İmam Hatip Lisesi inşaatı hakkında Meclis üyelerinin sorularına yanıt veren Başkan Seçer, şunları söyledi:
“Bu konunun başlangıcı bizim yeni yönetime geldiğimiz dönemlere rastlıyor. Bana bir İmam Hatip Lisesi yapımı var dediler. İnanın o tarihe kadar da benim bilgim yoktu, çünkü yeni Belediye Başkanı olmuştum. İhale tarihi 30.01.2018, sözleşme tarihi 01.03.2018. İşyeri teslim tarihi 03.03.2018. Sözleşmeye göre işin süresi 300 gün, işin bitim tarihi 28.12.2018. Yani geçtiğimiz yılın 12. ayının 20’sinde yani yılbaşına yakın bir tarihte bunun bitirilmiş olması gerekiyordu. Daha sonra da 45 bir gün süre uzatımı var. Sonra 75 güne çıkartılıyor ve 8 Şubat’a kadar bu süre uzatımı yapılıyor. Ama binanın inşaatının gerçekleşme oranı % 15. Bunlara hakedişler düzenleniyor. Bunun % 12’si hakedişe bağlanıyor. 2 milyon 942 bin 555 TL ödeme yapılıyor. İhale benden önce, inşaatın bitiş tarihi benden önce. Benimle uzaktan yakından alakası yok. Ancak tabii ki devlet işi, kamu işi, burada devamlılık esas. Çok değerli AK Partili meclis üyelerimiz, Sayın Belediye Başkanımızla aramızda yaptığımız değerlendirmeler şu. Belli ki belediye bu işte zorlanacak. 24 milyon 722 bin lira sözleşme bedeli var. ‘Biz eğer uygun ise bunu Milli Eğitim üzerinden yapalım. Belediyemiz Milli Eğitim Bakanlığı’na bir yazı yazsın’ dediler. ‘Biz bu inşaatı yapamıyoruz. Bu inşaatı siz tamamlayın.’ Bunu ben kendim çıkarmadım, kendim üretmedim, bu formülü kendim bulmadım. Ben de bu yazıyı belediyem kanalıyla ilgili Bakanlığa gönderdim. O günden bu yana herhangi bir gelişme sağlayamadım. Bu noktadan sonra bu konuyu tekrar masaya yatıracağız. Nasıl çözeriz, ne şekilde çözeriz yine arkadaşlarımızla oturup konuşacağız ama işin gerçeği budur.”
Meclis üyeleri tarafından yöneltilen, performans düşüklüğü gerekçesi ile Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan 45 işçinin işine son verildiği eleştirileri üzerine açıklamalar yapan Seçer, “Bunun gerekçesi performanstır, tutanaktır, her ne iş ise demek ki bu çalışan arkadaşlarımızdan aldığımız katkı bizim açımızdan yeterli değil. Ya işe gelmiyor, ya işe geliyor işini yapmıyor, ya işe geliyor işini yapıyor gibi görünüyor, kurumu karıştırıyor. Bizim bu insanlarla yürüme şansımız yok. Ben tekrar tekrar söylüyorum, bunu Meclis önünde tartışmayı uygun görmüyorum, gerekli bulmuyorum. Partilerimiz ayrı olabilir, ama benim meclis üyelerimsiniz. Bir Belediye Başkanı olarak sizlerle bu kurumu yönetiyorum. Tam tersi ben sizin Belediye Başkanınızım. Bu konuları zaten birebir de konuşmamızda bir beis var mı? Bugüne kadar bir engel oldu mu? Tartışma ortamı mı oldu? Ben telefonlara mı çıkmadım? Geldiniz görüşmedik mi? Bunları görüşüyoruz, yine görüşmeye devam ederiz. Bazı personelle yolumuzu ayırmaya devam edeceğiz. Ama personel alımları da devam edecek” dedi.
Başkan Seçer, Park ve Bahçeler ile Çevre Koruma Dairesi bünyesinde çalıştırılmak üzere işe aldıkları 100 kadın üzerinden örnek vererek, “100 kadın çalışan aldık. Niye aldık? Sokaklar kirli. Mevcut personeli çalıştıramıyoruz, bir türlü olmuyor. Bahçeler, parklar kirli. Bakım yaptıramıyoruz. 100 kadın çalışan aldık. Biz orada partili ayrımı yapmadık. Sizler biliyorsunuz. AK Parti, MHP, HDP, İYİ Parti, CHP seçmeni de o 100 kadın içerisinde var. Çünkü biz çalışacak personelle yolumuza devam etmek istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
73 şoför alımı ilanına da toplam 40 kadının müracaat ettiğini ve uygun görülen 33 kadının işe alındığını dile getiren Başkan Vahap Seçer, şunları kaydetti:
“73 şoför alındı. 40 kadın arkadaşımız müracaat etti. Bunun 33’ünü almışız. 4’ü direksiyonu kötü, 2’sinin farklı gerekçesi var, 1’nin yasal bir engeli var. Gidin kendiniz araştırın. Kimdir bu kadınlar? Ben eminim ki sizlerin partisine oy verenler var. Ben burada en iyi personelle, topluma, Mersin’e en iyi katkı yapacak personelle çalışmak isterim. 150 kadın eleman alıyoruz. İlana çıktık herkes gelebilir. Arkadaşlarımıza, oluşturduğumuz komisyonuna da talimatım açıktır. Biz Mersin’e hizmet etmek zorundayız. Zorlanıyoruz. Kantitatif olarak, rakamsal personele sahip olmanız önemli değil. Kalite olarak çalışacak, işi bilen personele bizim ihtiyacımız var. Yoksa işlerimiz yürümüyor. 50 personel Yol Dairesi’ne aldık, bir o kadar da Fen İşleri’ne. Zaten mala tutacak, kazma tutacak, harç yapacak adam bulamıyoruz. Vallahi partisini soramam. Bana düzgün kaldırım taşı döşesin, bordür taşı döşesin, gitsin tamirat yapsın, gönderdiğimiz okulun boyasını düzgün yapsın, iyi bir boyacı olsun.”
İşten çıkarmalar hakkında Meclis üyelerinin eleştirilerine cevap veren Başkan Seçer, “Bugüne kadar işine son verdiğimiz personel sayısı ile bugün mevcutta MESKİ’de, Büyükşehir’de çalışan personel arasında rakamsal olarak uçurumlar var. 300 kişinin işine son verilmiş. Çalışan 9 bin 700 kişi ne? Herkesin mi işine son veriyoruz? Allah aşkına yapmayın. Partinizin üyesi olup da belediyede işine devam eden yok mu? Bizim memnun olduğumuz yok mu, bizden memnun olan personeliniz yok mu? Adam işine devam ediyor. Sizin partinizin üyesi. Değilse bile size oy veriyor. Bunda ne beis var? Bugün size oy verir, yarın bize verir. O benim insanım. Bir kamu kurumu içerisinde, militanca bir tavır sergilerse siz onu tutar mısınız? Yapmazsınız, olmaz, zaten yürütemezsiniz, yönetemezsiniz. Dolayısıyla ben vicdanen rahatım. Tekrar tekrar söylüyorum. Hata olabilir. Hepimiz insanız. Bu değerlendirmeleri yapanlar, bu tespitleri yapanlar hata yapabilir, bilinçli yapabilir. Denetim esastır. Yöneticilikte güven olmalı. Alt birimde çalışana güvenmeliyim. Ama mutlaka denetlemeliyim. Denetlemede taviz olmaz. Denetlemek zorundayız” dedi.
Meclis’te Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yeni logosu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, şöyle devam etti:
“Logo konusu aslında iyi anlaşılmadan, tartışma farklı mecralara gitti. Bu konuda değerlendirme yapan kalemler de bildiğini okudu. Konuyu bilmiyor ama kendi bildiği üzerinden yorumlar yapıyor. Bu logo Meclis’in bilgisi dışında, Meclis’te kabul edilmemiş diyor. Oysaki bilmedikleri bir konu var. Logo ilk gündeme geldiğinde, biz Belediye’nin Stratejik Planı’nı sunduğumuzda, Meclis üyelerimizle paylaştık. 78 Meclis üyesi oradaydık. Sunumu ben yaptım, daha sonra da bu sunumu elektronik ortamda maillerinize gönderdik. Bu her kurum için olabilecek bir çalışmadır. Şehirler canlı birer organizma gibidir, nefes alıp verdikçe arızalar da, yenilenmeler de olur. Bir kentin, bir kurumun logosu olabilir. Kurum, sonsuza kadar devam edecek diye bir şey yok. Bu sunumda Büyükşehir Belediyesi’nin ve diğer ilçe belediyelerinin logolarını da verdik. Hepsi bir kalemden çıkmış gibi. 13 ilçenin logolarına bakın. Hepsi daire içinde. Büyük bir çoğunluğunda deniz dalgaları, ortada bir güneş, birinde martı var, öbüründe martı çıkmış yelkenli girmiş. Öbüründe yelkenli çıkmış, palmiye ağacı girmiş. Öbüründe bizim Tarsus beyazı üzümü girmiş, öbüründe Gülnar’ın kara üzümü girmiş. Örneğin ben yeni bir logo çalışması yaparım. Bir daire çizerim. Sanat direktörü değilim ben, bu konuda uzman değilim. Her yaptığım mubahtır. Biraz limon koyarım, biraz Tarsus beyazı girerim, bir taraftan kara üzüm, bir de cezerye, biraz tantuni koyarım, biraz içli köfte, bu da logo oldu. Herkes bunu istiyor. ‘Neyi yansıtıyor’ diyor. Orada illa köfte, tantuni görmek istiyor. Bu eleştirileri yapanlar, okumuyorsunuz bari dinleyin. Sizlere sunum gönderdik, sosyal medyada bazı arkadaşlarımız bunu paylaşmış. Dünyada marka kentler var. Bunların logolarına bir bakın, bizim logoya, sunumumuza bakın. Nereden geliyor? Mersin’in ‘M’si, sonsuzluk işaretinden. Değişim, dönüşüm, devinim. Güneşin rengini, denizin mavisini, Toroslar’ın karlarını bir çocuk gözüyle ifade ettiğini ve böyle bir logonun çıktığını.”
Logonun çalıntı olduğu iddialarına da yanıt veren Seçer, “Hiç bir taraftan çalıntı da değil. Hırsız gibi bir tarafımız var mı? İntihalci bir halimiz var mı? Yok. Bugün de gazetelerde vardı, gülmemek elde değil. Müthiş bir rant yaratıyormuşuz. Doğru, bir fatura ödedik. Bunu hazırlayan art direktörü benim çok yakın arkadaşım. Gerçekten muazzam, zeki, iyi yetişmiş bir adam. Biz kampanyayı kendi başımıza yapmadık. Topluma verdiğimiz mesajları okuyan, düşünen, alim düzeyinde beyinlerin ürettiği o mottoları getiriyoruz, halka sunuyoruz. Birliği, beraberliği, kardeşliği, öyle yalın dille, derinlemesine, felsefi bir şekilde anlatan beyinlerin sayesinde yapıyoruz. Öyle oturup iki makale yazmakla kendine logo uzmanı zannediyor. Her konuda uzman adam. Oturmuş bir yere makale yazıyor, limonu, portakalı, logoyu, siyaseti, Ortadoğu’yu o biliyor. Bırak da herkes kendi işini yapsın” diye konuştu.
Seçer, logo için ödenen faturanın gündeme getirildiğini ifade ederek, “Bu arkadaşımıza rica ettik, böyle bir çalışma yaptı. ‘Borcumuz ne?’ dedik, ‘Mersin’e geliyorum, beni tantuniciye götür’ dedi. Bunun faturası 2 tantuni 1 ayran arkadaşlar. Yapmayın, ayıp oluyor. Öyle milyon dolar, 270 bin dolar para ödeyen belediyeleri yazın. Beni niye yazıyorsunuz. Benim faturam bu. Bu logo kabul edilir ya da edilmez. Yüce Meclis burada. Kamuoyu tartışıyor. Size geleceğim, tekrar sunacağım, grup sözcülerimizle konuşacağım, kendilerinin fikrini alacağız, kabul edilirse de nitelikli çoğunluk lazım. Biz bu logoyu kabul edeceğiz. Eğer Meclis kabul etmezse, bizim resmi logomuz şu anda kullandığımız logo. Bizim yeni çalışmamız o değil şu anda. Sadece simgesel olarak bazı çalışmalarımızda, billboardlarda ya da bazı vinil ilanlarda kullanılıyor. Bunlar geçici, kalıcı herhangi bir çalışma yapmıyoruz. Yeni logo değiştiği zaman sil baştan bütün evraklarda, tabelalarda logo değişeceği için milyonlarca lira tabelacılara para ödenecek. Bu da cehaletin bir eseri. Hiçbir kurumda logo akşamdan sabaha değişmez. En az dört-beş yılını alır. Diyelim ki yeni logoya geçtik. İhtiyaç duyduğumuz noktalarda, bazı ilanların, reklamların, tabelaların ekonomik ömrü doluyor. Değiştirdiğimiz noktalarda biz yeni logomuzla yeni tabelalarımızı yapacağız. Bu da bizim zamanımızı alacak. Artı 1 lira harcamaya ihtiyacımız kalmayacak” dedi.