HABERMAX. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında Irak ve Suriye’de yürüttüğü askeri ve siyasi müdahaleler, bölgede kalıcı etnik ayrışmaları tetiklerken, bu planın yeni bir adımı olarak yorumlanan Coloni-PYD/YPG anlaşması, Türkiye için ciddi güvenlik riskleri barındırıyor.
Suriye’de Esad rejiminin zayıflaması ve iç savaş sonrası yeniden yapılanma süreci devam ederken, PYD/YPG ile Suriye’nin fiili yöneticisi haline gelen Coloni arasında varılan mutabakat, Kuzey Suriye’de yeni bir “federal yapı” kurulmasının önünü açtı. Anlaşma, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan YPG’nin meşruiyet kazanarak Suriye ordusuna entegre edilmesini öngörüyor.
Bölgeden gelen bilgilere göre Coloni, ABD ve İsrail’in dolaylı desteğiyle Suriye’de dört parçalı bir federatif yapı kurmak üzere adımlar atıyor. Bu yapı içinde PYD/YPG, Dürziler, Nusayriler ve rejim yanlısı Arap unsurların yer alacağı belirtiliyor.
Bu gelişmeler Türkiye için hem diplomatik hem de askerî açıdan ciddi tehditler barındırıyor. Uzmanlara göre, YPG’nin rejim ordusuna dahil edilmesiyle Türkiye artık Suriye’de sadece rejimle değil, aynı zamanda meşru hâle gelen PKK uzantısıyla da karşı karşıya kalacak.
Güvenlik uzmanları, bu sürecin uzun vadede Türkiye’nin sınır güvenliğini zayıflatacağını, terör tehdidini kurumsallaştıracağını ve bölge politikalarında Türkiye’yi yalnızlaştırabileceğini vurguluyor.
Anlaşmanın bir diğer çarpıcı boyutu da Türkmen toplumuna yönelik ayrımcı yaklaşım. Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de Türkmenler yok sayılıyor. PYD’nin federal düzene entegre edilmesiyle bölgede yaşayan Türkmenler, asimilasyon tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Uzmanlar, Türkmenlerin etnik ve kültürel kimliklerini koruyabilmesi için Türkiye’nin diplomatik, ekonomik ve askerî destek mekanizmalarını hızla devreye sokması gerektiğini ifade ediyor.
Ankara henüz resmi bir açıklama yapmasa da diplomatik kaynaklar, gelişmeleri “çok ciddi bir tehdit” olarak değerlendirdiklerini ve sahadaki duruma göre “gerekli adımların” atılacağını bildiriyor. Ancak uzmanlar, Türkiye’nin artık sadece sınır ötesi harekâtlarla değil, çok yönlü diplomatik ve bölgesel ittifaklarla yeni bir strateji oluşturması gerektiği görüşünde birleşiyor.
Coloni-PYD anlaşması, BOP’un son halkalarından biri olarak görülüyor. Irak’ta Barzani yönetimiyle başlayan süreç, şimdi Suriye’nin kuzeyinde YPG ile sürdürülüyor. İsrail, ABD’nin bölgeyi etnik parçalara bölme stratejisinden kazançlı çıkarken, Türkiye’nin tarihî ve coğrafi sorumluluk alanındaki Türk ve Türkmen varlığı giderek marjinalleşiyor.
Türk kamuoyunda endişeler artarken, güvenlik çevreleri “bu sürecin Türkiye’nin güney sınırlarında yeni bir devletçik doğurabileceği” uyarısında bulunuyor.
Sabri Şenel
11 Mart 2025 – İstanbul / Ümraniye