Dolar 32,3736
Euro 34,7938
Altın 2.439,96
BİST 10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Sal 15°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 17°C

“Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Demografik Değişim ve Suriyeli Mülteciler Konusundaki Açıklamaları”

“Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Demografik Değişim ve Suriyeli Mülteciler Konusundaki Açıklamaları”
21 Mart 2024 18:07
110

HABERMAX. Prof. Dr. Ümit Özdağ: Değerli arkadaşlar, ülkemizin birçok sorunu var ama bir de ‘kök sorun’ dediğimiz, ana sorun dediğimiz bir sorunla karşı karşıyayız. Bu, hiç şüphesiz ülkemizin demografik yapısının değişmesinden kaynaklanan sorundur. Hepiniz Kavimler Göçünü okudunuz. Kavimler Göçü, Roma İmparatorluğu’nu yıktı. Akatlar’ın göçü Sümerleri yıktı. Dünya tarihi boyunca gerçekleşen bütün büyük göçlerin sonucunda göçe uğrayan coğrafya ya bir iç savaşa girmiştir ya parçalanmıştır ya da bir savaşa sürüklenmiştir. Bugünde ülkemiz dünya tarihinin yaşadığı en büyük göçlerden birsini yaşıyor. 2011 senesinden bu yana, ülkemize gelen insan sayısı 13 milyon ve her gün 1250 kişi ülkeye girmeye devam ediyor. Bu yılda 400 bin demektir.

Bu gelenler kendi ana dillerinde okuma yazmada zorlanırken, bizim yazılımcılarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz yurt dışına gidiyorlar. Doğru mu arkadaşlar? Buraya gelenlerin 5 milyonu kayıtlı Suriyeliler, geçici sığınmacı statüsüne sahipler. Geçici sığınmacı statüsünde Türk Devletinden ekonomik yardım alıyorlar. Sağlık yardımı alıyorlar, ilaç yardımı alıyorlar. Eğitim yardımı alıyorlar, çocuk yardımı alıyorlar. Yılda 11 milyar dolar harcıyoruz. Bu 11 milyar doları biz ödüyoruz, siz ödüyorsunuz. Her birinizin cebinden çıkan 2 bin dolar şimdiye kadar. Bakın şuradan bir aspirin almaya gidin. İki lira eksik olsa siz alamazsınız. Sığınmacı girer bedava alır, parasını siz ödersiniz. Hastaneye gidersiniz ayni şekilde o bedavaya gelir, siz parayla. Onun parasını da siz ödersiniz. Önce gitseniz bile sırada arkasında dikilmek zorunda kalırsınız. Bu bize haksızlık. Bu size haksızlık.

Bizden, doğum oranlarımız düştü. Bir milletin sayısının artması için yüzde 2.1’lik bir doğum oranı gerekiyor. Bu önce 1.7’ye sonra 1’e düştü. Suriyelilerde ise oran 5.3. Yani bizim 3 buçuk katımız. Bugün kayıtlı ve kayıtsız 7 milyon olan Suriyeli sayısı 2040 yılında böyle devam ederse söyleyeyim size 21 milyon olacaklar. Bizim de 84 milyondan daha aşağı bir nüfusumuz olacak. Azalıyoruz çünkü ve yaşlanıyoruz.

Arkadaşlar eskiden bir ordu diğer orduyu yenerdi, yenilen ordu çekilirken o orduya asker veren halkta çekilirdi ve işgal böyle gerçekleşirdi. Şimdi işgal için bizim ordumuz yenilmedi Allah’a şükür ama biz de işgal ediliyoruz. Kentlerde azınlığa düşüyoruz. Kilis’te olduğu gibi, nüfus kafa kafaya gelmeye başlıyor. Hatay’da, Gaziantep’te olduğu gibi. Sonunda bu süreç devam ederse, bir sabah kalktığımızda diyeceğiz ki ‘aa kaybetmişiz’. Ülke kaybediyoruz. Üstelik finansmanını da biz yapıyoruz, parası da bizim cebimizden çıkıyor.

Sokakta gece yürümeye korkuyoruz büyükşehirlerde. Neden? Karşınıza kimin çıkacağı belli değil. Üstelik gelirken uyuşturucu getiriyorlar, onun pazarlamasını yapıyorlar. Özetle, bu kabul edilebilir bir durum değil. Biz kimseye karşı nefretle bakmıyoruz. Kimseye düşman da değiliz ama eğer komşumuzun evini su basarsa, kapımızı çalarsa evimize alırız. Gece bakarız, besleriz, bir iki gün daha misafir ederiz. Ama sonra, ‘ya komşum evine dönmüyor musun?’ ‘Yok, dönmüyorum ne olacak. Senin misafir odan çok güzelmiş ben burada kalayım. Beni bir de tapuya kaydet.’ Olur mu? Olmaz. Kolundan tutar atarsınız. Biz de aynı şeyi yapacağız. Bunun için Avrupalılar, bunları bizim çıkarmamızı engellemek için Avrupalılar, burada iktidarı ve muhalefeti ikna etmişler. Her ikisi de Türkiye’yi Avrupa kalesinin önündeki hendek olarak düşünmüşler, kabul etmişler. Türk milletine de yalan söylediler. Dediler ki, ‘devletler hukukuna aykırı, bunlar kalacak.’ Yalan, böyle bir devletler hukuku yok. Biz de bunu söyledik, Türk milleti ikna oldu. Şimdi böyle bazen parmak kaldırıp, ‘biz de yollayacağız gönüllü olanları’ falan diyorlar. Gönüllü olanın size ihtiyacı yok zaten kardeşim. Gönüllü olan sizsiz de gider. Gerekirse zorla hepsini yollayacak bir tek politikaya Zafer Partisi sahip. Onun için sizden destek istiyorum. Lütfen hepiniz, seçime kadar vatanınızı geri almak için, kaynaklarınızı geri almak için, geleceğinizi geri almak için Zafer Partisi’ne annenizi ikna edin, babanızı ikna edin, amcanızı, dayınızı ikna edin, arkadaşınızı ikna edin. Arkadaşlar oylar bölünmesin değil vatan bölünmesin meselesidir bu tamam mı? Vatan bölünmesin meselesi. ‘Ya peki Zafer Partisi kazanırsa burada Suriyeleri yollayacak mı?’ Onun için genel seçimi bekleyeceksiniz. Genel seçimde Cumhurbaşkanı adayıyım ben, ilan ettim.

Burada Zafer Belediyesini seçerseniz ne olur? Belediye kaynaklarından sığınmacılara yapılan bütün yardımlar durdurulacak. Belediye hiçbir sığınmacıya, kaçağa iş vermeyecek. Şimdi veriyorlar, yardım da yapıyorlar. Açmış oldukları dükkânları, ruhsatsız dükkânlarını hemen o gün kapatacağız. 1 Nisan günü kapatacağız hepsini. Bir apartman dairesinde öyle 3-4 aile birlikte oturmak yok. Kamu sağlığı, bunu kapatacağız. Sizin bir liraya istifade ettiğiniz bir hizmetten onlar 3 liradan faydalanacaklar.

Paylaşın:
Objektif, tarafsız, şeffaf, hakaret olmadıkça her görüşe saygılı olmaya çalışıyoruz, sağı solu olmadan bütün siyasi haberlerinizi yayınları...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.