İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk beraat kararının Yargıtay tarafından usulen bozulması üzerine yeniden yaptığı yargılamada sanıklar Mahmut Emre ve Can Paksoy hakkında verdiği beraatin gerekçeli kararını tamamladı.
31 sayfalık kararda, eğitimini Amerika’da tamamlayan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun Türkiye’de eğitimine uygun iş bulamadığı, bir ilişkisinin bittiği, annesi ve babasının boşandığı ve babasının olay günü başka bir kişiyle nişanlandığı ancak Erköseoğlu’nun bu nişana gitmeyi reddettiği ve nişanlılık olayından psikolojik olarak etkilendiği belirtildi.
Nazlı Sinem Erköseoğlu ile sanık Can Paksoy’un eğlence mekanında sarıldıkları, duygusal ve fiziksel yakınlaşmanın görüntülerden ve fotoğraflardan anlaşıldığı, herhangi bir zorlama, tehdit ve cebirin ötesinde, belirli bir samimiyet içeren yakınlaşmanın olduğu kaydedildi. Sanık Can Paksoy’un odasından boşluğa açılan pencerenin yüksekliğinin 76 cm olduğu, 1,71 cm boyunda ve 61 kilo ağırlığındaki maktülenin tek başına aşmayı başarabileceği yükseklikte olduğu ifade edildi.
Adli tıptan alınan farklı raporlara göre, Erköseoğlu’ndaki bulguların yüksekten düşme ile oluşabilecek nitelikte olduklarının tespit edildiği, kafasındaki yaralanmanın basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olduğunun tespiti karşısında atlamadan önce öldürüldüğü iddiasının ispatlanamadığı vurgulandı.
Kararda, boşluğun çok geniş olmadığı, klimaların dış ünitelerinin bol miktarda olduğu, maktülenin 8 kat aşağı düşerken başını çarpmış olma ihtimalinin yüksek olduğu, maktülenin topuklarındaki duvar boyaları ve sürüntülerin olması nedeniyle başını duvara ve klima ünitelerine çarpması ile mümkün olduğu belirtildi.
Sanık Can Paksoy’un maktüleyle odada geçirdikleri zamanın son kısmını hatırlamadığını söylemesi ve getirdiği kıza karşı ilgisizliği, hiç merak etmemiş olması aleyhine değerlendirilse bile, Can Paksoy’un sızıp kalması, uyuması, misafirini koruyamamasının kanunda suç olarak tanımlanmadığı da anlatıldı.
Erköseoğlu’nun rızasıyla eve gittiğinde şüphe bulunmadığı, atlama öncesinde maktüle ile Can Paksoy’un karşılıklı veya tek taraflı saldırıya uğradığının delille tespit edilemediği, ölenin vücudunda olası cinsel saldırıya ilişkin yan delil bulunamadığı da ifade edildi. Sanığın olaydan çok önce uçak biletini almış olması ve havalimanına gitmiş olmasına rağmen olayı öğrenince hemen geri gelmesi dikkate alınarak böyle bir ciddi suçu işleyen kişinin kaçması gerektiği belirtildi. Kararda, olay tarihinde geçerli ABD vizesinin bulunduğu göz önüne alınarak, “kolluk birine haber vermesi, gelip teslim olmasının suçsuzluk psikolojisinin delilleri olduğu” belirtildi.
Sanıkların Erköseoğlu’nu öldürdüklerinin ispat edilemediği belirtilen kararda, “Erköseoğlu’nun olay öncesindeki birtakım psikolojik problemleri nedeniyle pencereden atladığı ve bu atlama neticesiyle vefat ettiği anlaşılmakla sanıkların ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.