HABERMAX.Eminim unuttuğum vardır ama dün yine müthiş bir gündü!
Şebnem Korur Fincancı cezalandırılarak tahliye edildi, İmamoğlu hakkında yeni bir dava açıldı, Kaftancıoğlu Pergule davasından beraat etti…
Milletvekilleri Ali Mahir Başarır ve Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlıklarını kaldırmak için karma komisyon CHP’siz ve İYİ Parti’siz toplandı…
83 yaşındaki Emekli Korgeneral Hakkı Kılınç sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi…
Ahmet Zeki Üçok, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı siyasi yasak istedi…
HDP’nin kendi Cumhurbaşkanı adayını göstereceğine yönelik son açıklamaları Cumhurbaşkanlığı seçimine üç ve daha fazla adayla girileceğini ve seçimlerin de ikinci tura kalacağı olasılığını güçlendiriyor. Lafı dolaştırmadan söylersek, hukuksuzluğun ayyuka çıktığı, devletin bütün olanaklarının muhalefete karşı kullanıldığı bir ortamda seçimin ikinci tura kalması muhalefet açısından seçimi kaybetme tehlikesini büyütür. Bunun ne şakaya gelir bir yanı ne de “deneme yanılma” payı vardır!
Hem kamuoyu yoklamaları, hem de seçim matematiği Millet İttifakı’nın Cumhur İttifakı’ndan birkaç puan önde olduğunu gösteriyor olsa da kabaca yüzde 40 yüzde 40 bir dağılımdan söz etmek yanlış olmaz. Bu gerçek Cumhurbaşkanı seçiminin kaderini geriye kalan yüzde 20’nin belirlemesi anlamına gelir. Geriye kalan yüzde 20’nin yaklaşık 12’sini de HDP seçmenin oluşturduğu artık bilinen bir gerçekliktir. 6’lı masa seçimi kazanmak, Cumhuriyetin İkinci Yüzyılını demokrasiyle taçlandırmak istiyorsa bu gerçeğe uygun davranmak zorundadır. Çok açık ki, İYİ Parti’nin “HDP direnci” karşısında 6’lı Masa’nın kararsızlığı muhalefete seçim kaybettirir!
Meclis aritmetiği açısından üçüncü, kamuoyu yoklamalarında ise Türkiye’nin dördüncü partisi HDP’yi yok sayarak, görmezden gelerek siyaset yapılamaz, yarının Türkiye’si de kurulamaz! Daha önce kerelerce yazdım, Cumhuriyet öncesi de, Cumhuriyet döneminde de Kürt seçmenin desteğini almadan iktidar olan bir tek örnek yoktur! 1950’lerin Menderes’i, 1970’lerin Ecevit’i, 1980’lerin Özal’ı, 1989’ların Erdal İnönü’sü, 2000’lerin Erdoğan’ı bunun somut örnekleridir…
HDP DESTEK VERMEDEN SEÇİM KAZANILMAZ
Yaşayarak görüyoruz ki, siyaset yalnızca rasyonel akılla yapılmaz. Siyasette rasyonel akılla duygusal akılı buluşturmadan sonuç almak mümkün değildir! Milletvekilliği seçimine ayrı gireceğini aylar öncesinden açıklayan HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde sürece dahil edilmesi bir zorunluluk olarak orta yerde durmaktadır! HDP destek vermeden 6’lı Masa’nın adayı Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamaz!
28 Şubat 2022’den bu yana her açıklamasında “bugünün Türkiye’sini reddederek yarının Türkiyesi’ni kurma” iddiasını dile getiren, en son 5 Ocak açıklamasında “Siyaseti bir rant ve güç paylaşımı olarak değil, hak ve adalet temelli bir alan olarak gören bizler kara bulutları dağıtmaya kararlıyız… Cumhuriyetimizin 100. Yılı toplumsal barışın, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, demokratik hukuk devletinin, temiz siyasetin ve refah toplumunun gerçekleşmesi yönünde yeni bir başlangıcın yılı olacaktır” diye yazılı açıklama yapan 6’lı Masa Cumhurbaşkanlığı seçiminin tek ortak adayla ve birinci turda muhalefet lehine sonuçlanması için açık ve şeffaf bir şekilde HDP’yle masaya oturmalıdır!
KILIÇDAROĞLU NORMALLEŞMENİN YOLUNU AÇAR
Bu konuda asıl yük 6’lı Masa’nın ortak adayı olacağı kesin gibi olan Kılıçdaroğlu’nun omuzlarındadır! Muhalefet kazanmak için Kılıçdaroğlu’nun omuzlarındaki bu yükü paylaşmanın yolunu bulmalıdır! Çünkü yalnızca Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhafazakardan sosyal demokratlara, milliyetçilerden sosyalistlere kadar herkesi sandıkta birleştirir, memleketi de normalleştirir!
11 Ocak 2023, İstanbul
Necdet Saraç