HABERMAX. Toplumsal cinsiyet eşitliği savunucusu, “Eyvah CEO Doğuruyor” kitabının yazarı ve Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’de kadın istihdamının artmasının önündeki en büyük engelin bilinçsiz önyargılar olduğunu ve erkeklerin değişiminin şart olduğunu söyledi. Eğitim, sağlık, çalışma hayatı, ev emeğinde ortaklık gibi hayatın tüm alanlarında tam eşitliğin sağlanması için farkındalığı artırmak çok önemli diye vurguladı.
Kadının ekonomiye ve iş hayatına katılımı konusunda artış olabilmesi için zihinsel değişimin şart olduğunu söyleyen Murat Yeşildere: “Kadınların istihdamda ve yönetimde daha fazla yer alması için alınabilecek makro/mikro önlemler acilen uygulanmalıdır. Özellikle kadınlar için bölgesel istihdam imkanlarının artmasını sağlamak gerekiyor. Çünkü ‘her ile üniversite politikası’ kadınların eğitim seviyesini arttırırken, kendi ilinde çalışma imkanlarının sınırlı olması, kadınların aile, kültürel-toplumsal baskı ve mobilitesinin sınırlı olması sebebiyle, üniversite mezunu kadınların istihdam piyasasına girmesini zorlaştırıyor, geciktiriyor. Diğer yandan uzun ücretli/ücretsiz doğum izinleri, kadınların iş hayatından uzak kalmasına neden olurken, geri dönüşlerini ve yeniden iş hayatına entegrasyonlarını zorluyor. Bu tip uygulamaların, kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alması için olumlu yönde değiştirilmesi yararlı olacaktır. Burada yapılacak düzenlemeler babalık izninin de teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması ile dengelenebilir” dedi.
OECD ülkelerinde kadının iş gücüne katılımı oranı ortalamada yüzde 56 seviyesine yaklaşmışken (2022), Türkiye yüzde 34 ile 37 ülkelik listenin en dibinde yer alıyor. Gerek bağımsız kuruluşların gerek TÜİK’in yaptığı araştırmalarda, Türkiye’de kadın yönetici oranının yüzde 20 civarında olduğuna da işaret eden Yeşildere: “Bu oran OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerden birisini temsil ediyor. Maalesef bu konuda son yıllarda da büyük bir değişim söz konusu değil. İcracı olmayan roller konusunda, yani yönetim kurulunda kadın temsilinde de çok iç açıcı bir tablo yok. Türkiye’de halka açık şirketlerde kadın yönetim kurulu üyesi oranının yüzde 18’e dahi ulaşamamış olmasının önemli bir sebebinin kadın üst düzey yönetici oranının düşük seyretmesi olduğunun da altını çizelim; özetle kadının iş hayatına daha çok girmesi, daha fazla kadın yöneticinin terfi etmesi, atanması, yönetim kurullarında daha fazla kadın üye görmemize de katkı verecek” dedi.
İstihdamda, özellikle yönetim kurulu kademesinde kadın sayısını arttırmak için pozitif ayrımcılığın çok fazla işe yaramadığının ve yeterli olmadığının altını çizen Yeşildere; “Değişim için kota şart! Türkiye gibi ülkelerde kotalardan başka çözüm de yok. Dünyaya bakın, özellikle yönetim kurulu seviyesinde kadınların sayısını, oranını arttıran ülkeler, hep kotayla çözmüş bu sorunu. Onun için ben pozitif ayrımcılık tarafında değilim çok net regülasyonların, kotaların yanındayım. Kota konusuna zaman zaman kadınlar da temkinli bakıyor. Şöyle diyorlar, ‘ben kota ile o yönetim kuruluna gireceksem, girmeyeyim, kadın olduğum için değil yetkinliğim için oraya girmem lazım.’ Saygı duyuyorum söylediklerine, kadınların bu cesur duruşuna ama erkek öyle bakmıyor. Bu önyargı değişmediği için “old boys network” sürekli kendisine benzeyen erkekleri içeriye almaya devam ediyor. Kadınların da daha pragmatik bakıp normalleşmenin sağlanması için bu yaklaşımı desteklemesi lazım. Biz normalleşerek, yönetim kurullarında dengeyi sağladıktan, sonra kotaları kaldırabilirsiniz” dedi.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin beşincisi olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nin dünyanın kanayan yaralarından birisi olduğunu dile getiren Murat Yeşildere: “Kadınlar bir şekilde eğitime erişip, iş bulsalar dahi dünyanın birçok ülkesinde ücret eşitsizliği ile karşı karşıya geliyorlar. Türkiye’de de durum çok farklı değil. Türkiye’de şirketlerin, özellikle de 250 kişiden fazlasını istihdam eden şirketlerin, daha şeffaf hareket ederek, her seviyedeki erkek ve kadın çalışanlarının, önce ücret seviyelerini, daha sonra da cinsiyete dayalı önyargıların yarattığı ücret farklılıklarını açıklaması gerekiyor” diye belirtti.