HABERMAX. Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Aura Design Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, eski yapıların mimari dönüşümüne dair önemli noktaları vurguluyor. Yurdakul, 30-40 yıl önce yapılmış binaların, doğru dokunuşlarla çağdaş ve konforlu yaşam alanlarına dönüştürülebileceğini belirtiyor. Bu dönüşüm sürecinde profesyonel bir mimarla çalışmanın önemine de dikkat çekiyor. Eski yapıların ruhunu koruyarak modern ihtiyaçlara uygun hale getirme sürecini 10 başlıkta ele alıyor:
Yurdakul, dönüşüm sürecinin ilk aşamasının mevcut yapının teknik altyapısının belirlenmesi olduğunu vurguluyor. Statik, mekanik ve elektrik durumunun doğru bir şekilde tespit edilmesi gerektiği ve bu düzenlemelerin profesyonel bir şekilde yapılması gerektiği üzerinde duruyor.
Mutfakların sadece yemek yapılan alanlar değil, yaşamın merkezi haline geldiğini belirten Yurdakul, açık plan tasarımlar ve doğal ışık kullanımıyla mutfakların daha işlevsel ve estetik hale getirilebileceğini ifade ediyor. Akıllı depolama sistemleriyle de estetik ve fonksiyonel bir çözüm sunulabiliyor.
Banyolar, konforu doğrudan etkileyen alanlar arasında yer alır. Yurdakul, yerden ısıtma, nem kontrolü sağlayan teknolojiler ve akıllı duş çözümleri ile banyoların daha konforlu hale getirilebileceğini vurguluyor. Ayrıca, gizli dolaplar ve doğru malzeme seçimiyle estetik ve işlevsel tasarımlar elde edilebilir.
Salonların, gün ışığını maksimum seviyede alacak şekilde tasarlanması gerektiğini belirtiyor. Büyük pencere açıklıkları, şeffaf bölücü elemanlar ve hafif duvar sistemleriyle alanın genişletilmesi sağlanabilir. Tavan yüksekliklerinin ve malzeme dokularının doğru şekilde kullanılması mekânın etkileyiciliğini artırır.
Evlerin karakterini yansıtan en önemli alanlardan biri olan giriş holü, doğru aydınlatma, akıllı depolama çözümleri ve sıcak malzeme geçişleriyle işlevsel ve davetkâr bir hale getirilebilir.
Eski yapılarda sıklıkla karşılaşılan depolama alanı eksiklikleri, gömme dolap sistemleri, akıllı raflar ve çok amaçlı mobilyalarla giderilebilir. Bu tür çözümler, hem estetik hem de işlevsel bir düzen sağlar.
Ahşap, doğal taş ve keten gibi malzemeler, mekâna sıcaklık ve doğallık katarken aynı zamanda zamansız bir estetik anlayışı da sunar. Eski yapıların karakterini güçlendiren bu malzemeler, mekâna kalıcı bir şıklık kazandırır.
Yurdakul, katmanlı aydınlatma ile mekânın ruhunun ön plana çıkarılabileceğini belirtiyor. Ortam, görev ve vurgu aydınlatmalarının bir arada kullanılması, her alanın işlevini ve atmosferini belirginleştirir.
Doğru renk paleti ve doku seçimi, mekânın atmosferini belirler. Yurdakul, pastel tonlar ve doğal dokuların eski yapılarla uyum içinde kullanılarak zamansız bir estetik yaratılabileceğini ifade ediyor.
Son yıllarda evde çalışma alanlarına duyulan ihtiyaç arttı. Yurdakul, evdeki bu alanların, evin genel tasarımına uygun şekilde işlevsel ve konforlu bir biçimde planlanması gerektiğini belirtiyor.
Eski yapıların dönüşümü, yalnızca fiziksel bir yenileme değil, yeni bir yaşam hikâyesi yazma sürecidir. Yurdakul, “Sevgiyle dokunulan her mekân, yalnızca bir mekan değil, yaşamın kendisidir.” diyerek, eski yapıları dönüştürürken mekanın ruhunun korunması gerektiğine vurgu yapıyor.