AHA.Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ata tohumlarının desteklenmesi kapsamında hayata geçirdiği “Yerel Buğday Çeşitlerinin Yerinde Korunması ve Pazarlanması Projesi” kapsamında Silifke ilçesinin Balandız Mahallesi’nde dağıtımı yapılan ata tohumu sarı buğdayın ikinci hasadı gerçekleştiriliyor. Konya Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün bilimsel çalışmaları baz alınarak, Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi ile Mersinden Kadın Kooperatifi iş birliğinde üreticiyi desteklemek ve ata tohumlarına sahip çıkmak amacıyla yapılan projede hasatlar yapılıyor, üreticinin yüzü gülüyor.
Silifke’de gerçekleştirilen buğday hasat törenine Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Gülcan Kış, Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, Büyükşehir Belediyesi Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi Başkanı Salim Serdar Gökçek, Balandız Mahalle Muhtarı Kerim Çelik, üreticiler ve vatandaşlar katıldı.
Başkan Vekili Gülcan Kış, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma verdiği desteği anlatarak, “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak, atalık yerel tohumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü tüm dünyayı etkileyen salgın döneminde de bir kez daha görülmüştür ki tarım olmadan, güvenli gıda olmadan gelecek olmaz. İşte onun için çiftçilerimizi ve üretimi destekliyoruz. Çünkü üreten, ürettiğini paylaşan toplumların ayakta kaldığını çok iyi biliyoruz. İşte bu nedenle, özellikle aile işletmelerimizi bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz” dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nin Silifke’de tarıma sağladığı destekler hakkında bilgiler veren Gülcan Kış, lavanta fidesi desteğine de değinerek, “O fidanlar sayesinde, kadınlar hem üretiyor hem de kazanıyor. O fidanlar kadınlarımızın umudu oldu. Çünkü biz kadınlar ürettikçe, yarınlar daha güzel oluyor. Yine Kadın Kooperatifimiz öncülüğünde kurulan Güneş Enerjisi ile Gıda Kurutma Tesisi’ni de geçtiğimiz günlerde Mersin’e kazandırdık. Gururla söylüyorum ki; tıpkı burada olduğu gibi, bundan sonra da hep birlikte ve daima üreteceğiz ve daima hep birlikte paylaşacağız” diye konuştu.“Tarlada izi olanın harmanda sözü olur. Ne mutlu ki izimiz var, sözümüz var”
Tarımın insan yaşamı için ne kadar kutsal olduğuna değinen Gülcan Kış, “Hasat, bir yıllık emeğin, alın terinin ve bekleyişin sonunda yaşanan coşkulu bir bayramdır. Bugün biz burada sadece atalık sarı buğdayın hasadını yapmayacağız. Bu süreçte, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Başkanımız Sayın Vahap Seçer’in her zaman yanımızda olduğunu da bilerek; her anı emekle, sabırla geçen bir çalışmanın neticesini hep birlikte alacağız. Hani güzel bir sözümüz var; tarlada izi olanın harmanda sözü olur. Ne mutlu ki izimiz var, sözümüz var” dedi.Meral Seçer: “Sarı buğdayın ulusal alanda tanınırlığını, bilinirliğini artırmak istiyoruz”
Projenin paydaşlarından Mersinden Kadın Kooperatifi’nin Başkanı Meral Seçer, proje kapsamında kooperatif olarak ürünün hasadından kaynatılmasına kadar her aşamasında yer aldıklarını ifade ederek, “Biz Mersinden Kadın Kooperatifi olarak bu projeye geçen yıl paydaş olduk. Sarı buğdayın hasadından pazarlamasına kadar olan süreçte, bunların tüm çalışmalarında Kadın Kooperatifi olarak pek çok konuya dokunduk. Kooperatif olarak bizim amaçlarımızdan biri atalık tohuma sahip çıkmak, onu korumak. Sarı buğdayın ulusal alanda tanınırlığını, bilinirliğini artırmak istiyoruz. Bununla alakalı olarak, ürünün hasadından başlayarak, onun elleçlenmesi, kaynatılması, katma değerli ürünler haline getirilmesinden tutun, paketlemesine ve pazarlamasına kadar olan süreçte Mersinden Kadın Kooperatifi ortaklarımız ve kadınlarımızla birlikte faaliyetlerimizi sürdürdük” dedi.
Proje kapsamında hasadı yapılan sarı buğdayı almak için birçok talep bulunduğuna değinen Seçer, “13 çiftçiden aldığımız sarı buğdayı biz katma değerli ürünlere çevirdik. Bundan bulgur, erişte, un, dövme gibi çok güzel ürünler ürettik. Bu ürünlerin, sarı buğdayın ulusal alanda tanınırlığını artırmak için, patentini aldığımız ‘Mersinden’ markasıyla, bu sarı buğdaydan ürettiğimiz katma değerli ürünleri pazarlara sunduk. İnsanlardan çok memnuniyet verici dönüşler oldu” diye konuştu. Seçer, bu ürünleri elde etmelerinde çiftçilerin ilaçsız üretim yapmalarının büyük rolü bulunduğunu belirterek, çiftçilere “Sizlere bir kez buradan teşekkür etmek istiyorum, ellerinize sağlık” sözleriyle seslendi.“Ata tohumu, atalarımızdan bir miras ve biz bunu gelecek nesillerimize aktarabiliyoruz”
Meral Seçer, atalık tohumların genetiği değiştirilmemiş sağlıklı tohumlar olduğunu sözlerine ekleyerek, “Ata tohumundan üretilmiş bir buğdayda, bir domateste aynen geçmiş zamanda yediğimiz tohumlardan olan ürünlerin lezzetini alabiliyoruz. Yani bünyesinde barındırdığı lezzet değişmiyor. Tadıyla, aromasıyla gerçekten başka güzel bir tohum. Ata tohumunun sağlıklı beslenmenin yanında diğer bir yönüyle baktığımızda geleneklerimiz ve kültürümüz olduğunu görüyoruz. Yani ata tohumu atalarımızdan kalan bir miras ve biz bu mirası gelecek nesillerimize aktarabiliyoruz” dedi.“Ata tohumları sayesinde hem geçmişimize hem de geleceğimize sahip çıkmış olacağız”
Ata tohumunun sürdürülebilir olmasının önemine de değinen Meral Seçer, şunları söyledi:
“Ata tohumunda çiftçimiz seneye tekrar bu ürününü üretmek istediğinde onun tohumunu kendi ürettiği ürününden ayırabiliyor. Yani bu da nesilden nesle geçmesine sebep oluyor. Bundan dolayı ata tohumunun gelecek nesillere aktarılabilmesi için bu tür faaliyetlerin yapılması çok kıymetli. Biz gelecek nesillerimizi korumak için ata tohumuna sahip çıkmak zorundayız. Bu tohumlarımızı yaşatmak için üretmek, üreterek çoğaltmak ve paylaşmak zorundayız. Ata tohumları sayesinde hem geçmişimize hem de geleceğimize sahip çıkmış olacağız. Böyle kıymetli bir projeye destek veren Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili daire başkanlığı Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi’ne, Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü’ne burada emek veren, tohumuna sahip çıkan çiftçilerimize, kooperatif ortaklarımıza çok teşekkür ediyorum. Bereketli bir hasat olmasını diliyorum.”“Bu iş tam anlamıyla Türkiye’ye örnek bir yapı teşkil etmiş durumda”
Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da hasadın yapılmasından duydukları mutluluğu dile getirerek, “Bu işlere başladığımızda yapmak istediğimiz noktaya geldiğimizi fark ediyoruz. Yerel buğdaylar o kadar önemli ve değerli ki ama bu değerlilik sizlerle kıymetleniyor, sizlerle katmerleniyor, yani sizler değerini bilirseniz daha değerli oluyor. Aslında tam istediğimiz noktadayız, bir meşale yaktık, bu devam ediyor ve büyüyor. Belediyemiz bir tarafta, kadın kooperatifimiz bir tarafta, sizler buradasınız. Gerçekten bu iş tam anlamıyla Türkiye’ye örnek bir yapı teşkil etmiş durumda. Bu güçlü sinerjinin dalga dalga yayılması dileğiyle” dedi.Muhtar Çelik: “Beklemediğimizden fazla talep oldu”
Hayata geçirilen proje ile ürettikleri sarı buğdayın Türkiye’nin birçok bölgesinden talep gördüğünü ifade eden Balandız Mahalle Muhtarı Kerim Çelik, “Telefonlarım durmadı. Kuşadası’ndan; muhtar bize buğday gönder. Efendim Türkiye’nin her yerinden sarı buğdayı bize illa ulaştırın diye. Yani çok olağanüstü, beklemediğimizden fazla bir talep oldu” dedi.
Yörenin üreticilerinden Ali Usça, sarı buğday unundan yapılan ürünlerin güzelliğine vurgu yaparak, “Başkanımıza destekleri için teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun. Atalarımızdan kalma sarı buğdayın özü güzeldir, bulguru, döğmesi, keşkeği güzeldir” ifadelerine yer verdi. Konuşmaların ardından üreticiler ve katılımcılarla birlikte atalık sarı buğdayın ikinci hasadı yapıldı.