AHA.Anayasa’nın 56. Maddesi’nde belirtilen ‘sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı’ ve temiz hava soluma talebi tüm vatandaşlarımızın en doğal hakkıdır. Temiz hava solumanın önemi giderek daha fazla anlaşılsa da, Turkiye’de hava kirliliğinin oluşturduğu sağlık yükü de giderek artmaktadır.
Hava Kirliliği; İnsan sağlığına, refahına, hayvan veya bitkilere zararlı maddelerin atmosferde bulunması ile insan hayatını etkilemesidir.
Hava kirliliği, çöl tozu ve yanardağ patlamaları gibi doğal kaynaklardan ortaya çıkabileceği gibi, insan faaliyetlerinden de kaynaklanmaktadır. Isınma, trafik, elektrik üretimi, sanayi, madencilik, inşaat, endüstriyel tarım ve orman yangınları gibi insan faaliyetlerinin neden olduğu emüsyonlar ana kirlilik nedenleri olmakla beraber önlemlerle engellenebilir. Genelde gözle göremediğimiz veya koklayamadığımız partikül maddeler (PM), kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOx) ve ozon (O3) gibi kirleticiler çoğu zaman biz fark etmeden soluduğumuz havayı kirletir.
Şekil 1; İnsan faaliyetlerine bağlı hava kirleticileri
Tüm dünyada geniş bir saha çalışması ile yürütülen Küresel Hastalık Yükü1 raporunun güncel verilerine göre, Türkiye’de ölüm ve sakatlığa sebep olan bir risk faktörü olarak hava kirliliği 2007-2019 yılları arasında %17,4 artış göstermiştir.
BAŞLICA KİRLETİCİLERİN SAĞLIK ETKİLERİ
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada her yıl toplam 7 milyon insan hava kirliliğinin yol açtığı hastalıklar nedeniyle ölmektedir. Dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava
soluyor. Bu ölümlerin 4.2 milyonu sanayi, trafik ve ısınma kaynaklı dış ortamdaki hava kirliliği; 3.8 milyonu ise evin içinde yemek ve ısınma için yakılan yakıtlardan kaynaklanan iç ortam kirliliğine bağlı hastalık ve ölümlerden dolayıdır.
Alt solunum yolu enfeksiyonları kaynaklı ölümlerinin %27,5’inden ve KOAH kaynaklı ölümlerin %26,8’inden dış ortam havasındaki partikül maddeler sorumludur.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2013 yılında hava kirliliğini oluşturan etmenlerden olan partikül maddeyi kanserojen ilan etmiştir. Araştırmalarla hava kirliliğinin bütün dünyada kalp-damar hastalıklarından ölümlerin %19’undan sorumlu olduğunu saptanmıştır (tüm ölümlerin %21’i iskemik kalp hastalıkları, %23’ü inme nedeniyle olmaktadır).
Şekil 2; hava kirleticileri ve sağlık etkisi
Hava Kirliliği ve Çocuk Sağlığına Etkileri
Hava kirliliğinin çocuklarda görülme riskini arttırdığı sağlık sorunlarından bazıları:
Okulu yoğun trafiğin olduğu yerlerde olan çocukların yoğun hava kirliliğine maruz kaldığı ve bilişsel gelişimlerinin daha yavaş olduğu saptanmıştır. Bu çocuklar, 12 ayda %7.5 bilişsel gelişme gösterirken, trafiğe uzak okullarda okuyanlarda bu gelişmenin %11.5 olduğu saptanmıştır.
HAVA KİRLİLİĞİ VE COVID-19 VİRÜSÜ İLİŞKİSİ
Hava kirliliği ile 2019 yılının son ayları itibariyle tüm dünya genelinde etkisini gösteren COVID-19 virusünün ilişkisi hakkında yapılan çalışmalar Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi (CREA) tarafından derlenmiştir. Hava kirliliği, COVID-19’un daha ciddi seyretmesi ve ölümcül olmasına yol açan diyabet, akciğer hastalıkları, astım, kalp hastalıkları ve kanser
gibi önceden var olan sağlık sorunlarını artırıyor. Bu sağlık sorunları, COVID-19 virüsünden enfekte olmuş hastaların hastaneye yatış oranlarını ve ölüm riskini önemli ölçüde arttırıyor.
Milyonlarca insan, geçmişte hava kirliliğine maruz kalmaları nedeniyle kronik hastalıklar ve sakatlıklar yaşıyor ya da kemoterapi gibi tedaviler görüyor. Bu durum, onları COVID-19’a karşı daha savunmasız hale getiriyor. Enfeksiyon riski, hava kirliliğinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisiyle artabilir.
Hava kirliliği çevre kaynaklı en büyük sağlık tehdidi olarak kabul edilmektedir. Dünyadaki ölüm nedenleri sıralamasında dış ortam kirliliği 6. ve iç ortam kirliliği ise 8. sırada yer almaktadır.
PM(2.5), akciğer kanseri solunum sistemi ve dolaşım sistemi hastalıkları yüzünden erken ölümlere yol açmaktadır. Bu bakımdan PM(2.5) düzeyinin izlenmesi ve sağlığı etkileyecek düzeyde artış göstermemesi için önlem alınması halkın sağlığının korunması açısından bir zorunluluktur.
Ülkemizde, kaba partikül (PM10) için Avrupa Birliği sınır değerleri 2019 yılında uygulanmaya başlamış olsa da; maalesef ince partikül (PM2.5) için belirlenmiş olan herhangi bir sınır değer yoktur.
Şekil 3; Hava Kirleticileri sınır değerleri (SİM (T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sürekli İzleme Merkezi))
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), PM10 sınır değeri 20 μg/m3, PM2,5 sınır değeri 10 μg/m3 ‘tür. Türkiye’de bu değer ölçülmemekte, AB ülkelerinde ise 25 μg/m3 olarak belirlenmiştir
Şekil 4; 2019 Yılı PM10 değeri en yüksek olan 10 il
2019 yılında hava kalitesi kotu olan ilk 10 il sıralamasına önceki yıllarda da olan Düzce, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş’ın yanı sıra; Sinop, Erzurum, Amasya gibi yeni iller eklenmiştir.
Şekil 5; 2019 Yılı PM10 ortalaması en yüksek 10 istasyon
Bursa, sadece il ortalamalarına bakmanın illerdeki hava kalitesinin yanlış anlaşılmasına neden
olabileceğini gösteren bir örnektir. Bursa’da hava kirliliği ortalaması yüksek olsa da (60 μg/m3), il sınırındaki 4 istasyonda ölçülen kirlilik düzeyleri 84 μg/m3 ile 43 μg/m3 arasında değişmektedir.
Bu durum da, illerin hava kalitesi hakkında doğru verilere ulaşabilmek için hem illerdeki istasyon sayısını hem de istasyonlardaki ölçüm yapılan gün sayısının arttırılması acil bir durum olduğunu göstermektedir.
Şekil 6; 2019 Yılı boyunca havası en kirli 15 istasyon
Bursa, Amasya, Iğdır, Manisa’da 2016 – 2019 yılları boyunca son 4 yıldır yılda en az 250 günden fazla 50 μg/m3 sınırı aşılmıştır. Bu da bu illerimizde yıllardan beri çözülemeyen ve yılın en az %68’inde kirli hava solunmasına sebep olan ciddi bir hava kirliliği sorunu olduğunu gösteriyor.
Şekil 7; 2019 Yılında PM10 Kirleticisinin 50 μg/m3’ün Üzerinde En Çok Aşım Olan İstasyonlar ve Aşım Sayıları
HAVA KİRLİLİĞİNE BAĞLI ÖLÜM SAYILARI
Şekil 8; Hava Kirliliğine bağlı ölüm sayılarının karşılaştırılması (2017-2019)
2019 yılında, asgari düzeyde bile veri olmadığı için 18 ilde hava kirliliğine atfedilen ölüm sayısı hesaplanamamıştır. Bu nedenle 2019 yılında Turkiye’de hava kirliliğine atfedilen önlenebilir ölüm sayısı azalmış görünse bile bu yorumu yapmak doğru olmayabilir. Önlenebilir ölüm sayısındaki azalmanın gerçekten hava kirliliğindeki düşüşten mi yoksa yetersiz ölçüm olan il sayısının fazla olmasından mı kaynaklandığı tam olarak bilinmemektedir.
Şekil 9; 2019 Yılında Hava Kirliliğine bağlı ölüm sayısı en fazla olan 10 il
Şekil 10; Bursa 2017-2018-2019 yıllarında meydana gelen 30 yaş üstü kazalar hariç ölümler içerisinde hava kirliliğine atfedilen ölüm sayıları, ölüm yüzdeleri
İl |
PM(2,5) Düzeyi | Hava Kirliliğine Atfedilen Ölüm Sayısı | Hava Kirliliğine Atfedilen Ölüm Yüzdesi % |
Yıllar |
Bursa | 48 | 3098 | 20,4 | 2017 |
Bursa | 44 | 2821 | 18,5 | 2018 |
Bursa | 28 | 1584 | 10,26 | 2019 |
Şekil 11; Bursa ölçüm istasyonları
Şekil 12; Kirleticilerin Bursa kent merkezindeki muhtemel kaynaklarının dağılımı
No | Kirletici Kaynakları | PM10 | PM2,5 | SO2 | NOx | VOC | CO |
1 | Kömür ile ısınma | 67% | 82% | 81% | 2% | 29% | 46% |
2 | Kömür Sanayi | 9% | 12% | 12% | 4% | 7% | |
3 | Doğalgaz ile ısınma | 2% | 2% | 2% | 25% | 14% | 7% |
4 | Doğalgaz Sanayi | 3% | 4% | 1% | 38% | 21% | 10% |
5 | Ulaşım | 19% | 4% | 35% | 32% | 30% | |
100% | 100% | 100% | 100% | 100% | 100% |
Sonuç olarak, Türkiye’de hava kalitesinin kalıcı olarak iyileştirilmesi için acilen;
KAYNAKLAR