AHA.Ekrem İmamoğlu
İstanbul’un kalbinde kanayan bir yara olan İstanbul
Otogarı’nı devraldık, her İstanbullunun gönül
rahatlığıyla gidebileceği hale getirdik.
Yeşil alanlarımızı çoğaltmayı birincil hedeflerimiz
arasında saydık. ‘Kendisine yeten bir İstanbul,
kendisine yeten bir Türkiye’, diyerek tarımı
desteklemeye giriştik. Çiftçiye önemli destekler
sağladık.
Çok kıymetli dostlarım,
Malumunuz, ilk yılımızda salgınla mücadele uzun bir
dönemi kapsamış durumda. Buna rağmen çok önemli
işlere damga vurduk, diyebiliyorum. 23 Haziran’da da
söylediğim gibi, kentimizin üç önemli sorunu var:
Deprem, mülteci ve Kanal İstanbul.
Deprem konusunda hızla yol alacağız. Önemli bir
çalışma yaptık; 39 ilçenin binalarının güvenlik haritasını
çıkardık. Deprem her kurumun birlikte çalışarak
üstesinden gelinebilecek bir konu ve birlikte çalışmak,
kaynaklarımızı buraya aktarmak zorundayız. O nedenle,
öncelik asla Kanal İstanbul değil, deprem.
Son olarak, bu yazıyı hazırlarken aldığım ve bana
mutlulukla gururu aynı anda yaşatan bir paylaşım
yapmak istiyorum. Büyük insan Fatih Sultan
Mehmet’in, Gentile Bellini’ye ait bir tablosunu sizler
adına satın aldık. Hepiniz gibi ben de heyecanla,
tablomuzun güzel şehrimize ulaşmasını bekliyorum.
İstanbul’umuza yeni bir güzellik katacağına eminim,
hayırlı olsun.
İkinci yılda çok daha güzel işleri başarmak üzere
sağlık ve mutluluk diliyorum.
Değerli İstanbullular,
Verdiğiniz görevde mutlulukla bir yılımı doldurdum.
Bir yıldır adil, yeşil ve yaratıcı bir İstanbul yolunda
çalışıyoruz. Etrafa bakın; daha iyi, daha güzel ne
görüyorsanız siz yaptınız, 16 milyon İstanbullu el
birliğiyle yaptı, #BirlikteBaşardık. Aksayan, hoşunuza
gitmeyen ne görüyorsanız da sorumluluğu bana aittir.
Şimdiye kadar çözdük, bundan sonra da çözeceğiz. Ben
de size, hep yaptıklarımızın hesabını vereceğim; 23
Haziran günü, Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığımız gibi.
Kıymetli Hemşehrilerim,
Siz 16 milyon hemşehrime karşı minnetle doluyum.
Hukuksuz bir kararlarla iptal edilen 31 Mart seçimi
sonrası, gösterdiğiniz duruşla dünya demokrasi tarihine
yazıldınız. Demokrasimize sahip çıktınız, bu ülkeyi
emanet edeceğimiz çocuklarımıza, taşıyacakları
kıymetli bir onur madalyası bıraktınız.
Göreve gelmemiz engellenmeye çalışıldığı gibi, görev
yaptığımız süreçte de benzer engellemelerle karşılaştık.
Ama bunlarla zaman kaybetmemiz anlamsızdı; ilk
günden önümüze baktık. İBB’nin fotoğrafını çektik,
İstanbul’un hizmet ihtiyacına yoğunlaştık, çözümleri
belirleyip işe koyulduk.
Bu anlayışın sonucu, 14 milyar liralık bir kara deliği ve
gelirlerimizin kesilmesi gibi sorunları da aşarak hizmet
ürettik. Bu noktada, çarpıcı iki örneği sizinle paylaşmak
isterim. Bakınız; İstanbul Kalkınma Ajansı ve Türkiye
Belediyeler Birliğine ait 123 milyon liralık aidatlar, Maliye
eliyle tahsil edildi. Bizden önce kuruş ödenmemiş;
kimsenin aklına bunu tahsil etmek de gelmemiş, biz
göreve gelince tümünü birden kesiverebiliyorlar! Takdir
sizin. Ama biz bunlara takılmadık, İstanbul’un
kaynaklarını doğru yerlere yönlendirdik. Böylece,
durdurulmuş metro inşaatları başta olmak üzere, onlarca
şantiyede yeniden işbaşı yapılmasını sağlarken 300’e
yakın şantiyeyi çalışır tuttuk.
Pandemi sürecinde yüksek bir kaynak daralmasına
uğrasak da 16 milyonla birlikte dayanışma ağlarını
harekete geçirdik. Dünyaya örnek askıda faturadan maddi
desteklere, gıda kolilerinden burslara kadar pek çok alanda
sosyal dayanışma uygulamalarını hayata geçirdik.
Sevgili İstanbullular,
Yaratılan yalan ve hakaret fırtınaları da bizim
şevkimizi kırmıyor. Gücümüzün kaynağı sizsiniz. Çünkü
yüksek dayanışma duygunuz, sevginiz, dualarınız her
kötülüğün karşısına büyük bir duvar örüyor.
Onun için asla korkmadık, pes etmedik, yılgınlığa
düşmedik, İBB bünyesinde görev yapan tüm
arkadaşlarımla beraber yolumuza böyle devam ettik. Bu
kadim kentte, ‘Süte ulaşamayan çocuğumuz
olmayacak’, dedik, 115 bin çocuğumuzun kapısına her
sabah süt bıraktık; 30 bin üniversiteliye eğitim desteği
sağladı
31 MART’TAN 23
HAZİRAN’A
DEMOKRASİ
MÜCADELESİ…
Geçtiğimiz yılki yerel
seçimlerde tüm olumsuz
koşullara rağmen,
İstanbulluların tercihi;
demokrasi, özgürlük,
kente ve insana saygı
temelli kampanyasıyla
Ekrem İmamoğlu oldu.
İmamoğlu, 23 Haziran
seçimlerinde aldığı oy
oranıyla da iki tarihi
rekora imza attı.
İmamoğlu’nun aldığı
yüzde 54,21’lik oy oranı
İstanbul seçimlerinde son
50 yılda alınan en yüksek
oy oranıydı. İmamoğlu’na
verilen 4.74 milyon oy da
Türkiye tarihinde
herhangi bir yerel
yöneticinin aldığı en
yüksek oy sayısı olarak
tescillendi.
İMAMOĞLU 1. YILINDA
İSTABULLULARA HESAP
VERDİ
Başkanlığının birinci
yılında kameraların
karşısına geçen İBB
Başkanı Ekrem İmamoğlu,
16 milyon İstanbulluya
hesap verdi. Bir yıla
sığdırılan çok önemli
ulaşım, altyapı, çevre,
kültür, sanat ve spor
yatırımlarının kısa bir
özetini anlatan İmamoğlu,
“Karşılaştığımız her türlü
probleme, engellemeye ve
koronavirüs salgınına
rağmen çok başarılı işler
yaptık. Ne yaptıksa
sizlerin iradesi
doğrultusunda ve sizlerle
birlikte yaptık. Bugün
burada çok mutluyum.
Çünkü birlikte başardık.
Önümüzdeki dönemde çok
daha fazla çalışıp, çok daha
fazla başarılı olacağız”
diye konuştu.
“HER ŞEYE RAĞMEN
YOLUMUZA DEVAM
EDİYORUZ”
Bir yılda yaptıkları en önemli
şeyin halkın iradesini
gerçekleştirmek ve
İstanbul’da yeni bir yaşam
kültürünün temellerini
atmak olduğunun altını çizen
İmamoğlu, “Ne mutlu ki,
birinci yılımızda bir zihniyet
dönüşümünü başlatmayı
başardık. Bu dönüşüm
sayesinde İstanbul’da kent
yaşamı artık eşitlik,
dayanışma, üretim ve
özgürlük kavramları
üzerinde yükselecek” dedi.
İstanbul’un yıllardır ortak
akla dayanmayan, insanı
merkeze almayan çılgın
projelerden yorulduğunun
altını çizen İBB Başkanı,
“İstanbul ranttan ve
betonlaşmadan yoruldu.
İstanbul’da israf, şatafat ve
kibir düzeni bitti; merhamet,
şefkat ve adalet düzeni
hakim oldu. Bu aziz şehrin
sorunlarına ve sizlerin
ihtiyaçlarına çözüm üstüne
çözüm üreteceğiz. İlk
yılımızda çok başarılı olduk,
çok daha başarılı olacağız.
Birlikte başarmaya devam
ediyoruz. Ne o tarihi
kararınızı unutturacağız ne
de umutlarınızı boşa
çıkaracağız” ifadelerini
kullandı.
İSTANBUL İÇİN 3
ÖNEMLİ TEHDİT VAR!
İstanbul için en önemli 3
tehdidi; “deprem”, “mülteci
meselesi” ve “Kanal
İstanbul” olarak sıralayan
İmamoğlu, “Birileri ve
onların yakın çevresi para
kazanacak diye bu kadim
şehrin doğal çevresinin,
yaşam alanlarının ve su
havzalarının yok edilmesine
izin veremeyiz,
vermeyeceğiz” şeklinde
konuştu.