Dolar 32,3560
Euro 34,7869
Altın 2.396,00
BİST 10.266,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
16°C
Hafif Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 24°C

Haziran ayı son 10 yılın en yüksek araç satış rakamına ulaştı

Haziran ayı son 10 yılın en yüksek araç satış rakamına ulaştı
31 Temmuz 2023 14:24 | Son Güncellenme: 31 Temmuz 2023 14:28
110

HABERMAX.Son zamanlarda araba fiyatlarında yaşanan artış devam ediyor. Arabaların ticari bir yatırım aracına dönüşmüş olduğuna dikkat çeken İstinye Üniversitesi (İSÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. Naim Çetintürk, “Bu nedenle özellikle bu yıl neredeyse her ay satış rakamlarının zirve yaptığını görüyoruz. Haziran ayı son 10 yılın en yüksek satış rakamına bizlere gösterdi ve muhtemelen benzer bir senaryo temmuz ayında da yaşanacak” diyor.

Özellikle pandemiyle birlikte artışa geçen araba fiyatları, artmaya devam ederken araç almak sadece ihtiyacı karşılamanın ötesinde ticari bir boyuta da taşındı. İstinye Üniversitesi (İSÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. Naim Çetintürk, “Genel olarak otomobil satış rakamlarına baktığımız zaman özellikle pandemi sürecinin ardından giderek artan fiyatlar nedeniyle araba bir emtia olmanın ötesinde ticari bir yatırım aracına dönüşmüş durumda” diyor. Bunun önüne geçmek için yapılan çalışmaların da yeterli olmadığını belirten Çetintürk, “Gerek sıfır kilometre gerekse ikinci el otomobil piyasası açısından vergilendirmenin nihai satış rakamları üzerinde olumsuz yönlü bir etkisi olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor” diye konuşuyor.

“Çeşitli tüketici gruplarına uygun otomobiller öneriliyor”

Otomobil ticaretinde vergi düzenlemelerinin nasıl hesaplandığına dair bilgi veren Öğr. Üyesi Dr. Naim Çetintürk, şunları söylüyor:

“Otomobil ticaretini sıfır kilometre ve ikinci el olarak ayırdığımızda vergilendirme yeni satılan araçlar için geçerli bir uygulama. Burada otomobillerin fabrika çıkış fiyatı, yani vergilendirme öncesi satış tutarı ve aracın motor hacmi baz alınarak belirli baremler oluşturulmuş durumda. Buna göre fabrika çıkış fiyatı veya motor hacmi doğrultusunda yüzde 45-50-60-70 ve 80 olmak üzere beş farklı ÖTV dilimi söz konusu. ÖTV uygulandıktan sonra belirlenen tutarın üzerine yüzde 20 KDV eklenir ve aracın nihai satış fiyatı ortaya çıkar. Genellikle her vergi dilimi içerisine belirli sayıda araç giriyor. Otomobil şirketleri farklı segmentlerde ve her segment içerisindeki aracın çeşitli donanım paketlerinde sunulmasını sağlayarak mümkün olabildiğince hem araç hem de vergi dilimi açısından çeşitli tüketici gruplarına uygun otomobiller önermeyi amaçlıyor.”

“ÖTV ve matrah düzenlemeleri sıfır kilometre aracı olan talebi arttırıyor”

Otomotiv piyasasındaki vergilendirmenin amacıyla ilgili de bilgi veren Çetintürk, “Otomotiv piyasasındaki vergilendirmenin amacı aslında her vergi türünde olduğu gibi ülkemizin kamu hizmetlerini gerçekleştirebilmesi adına kaynak yaratma amacı taşıyor. Uzun yıllardır sıfır otomobillerden bu bağlamda hem özel tüketim vergisi hem de katma değer vergisi olarak iki farklı vergi tahsil ediliyor. Elbette son kullanıcı açısından vergilendirme, nihai satış fiyatını belirleyen bir unsur. Zaman zaman ÖTV dilimleri ve matrah seviyelerinde yapılan düzenlemeler sıfır kilometre aracı olan talebi arttırıyor” diye konuşuyor. Vergilendirme sürecinde öne çıkan faktörlerle ilgili de konuşan Çetintürk, şöyle devam ediyor:

“Ülkenin genel vergilendirme politikası doğrultusunda araç fiyatlarına ve motor hacmine göre bir kategorizasyon söz konusu. Burada amaç, halkımızın daha sık satın alabildiği temel modelleri mümkün olabildiğince az vergilendirerek daha erişilebilir fiyatlarda kalmasını sağlamak. Segment ve emisyon hacmi büyüdükçe bu doğrultuda vergi dilimi ve dolayısıyla aracın fiyatı da artıyor. Bu açıdan otomotiv piyasasındaki vergilendirmenin gelir dağılımına yönelik olarak bir basamaklama şeklinde planlandığından bahsedebiliriz.”

“Arabalar ticari bir yatırım aracına döndü”

Arabaların ticari bir yatırım aracına döndüğüne dikkat çeken Çetintürk, “Genel olarak otomobil satış rakamlarına baktığımız zaman özellikle pandemi sürecinin ardından giderek artan fiyatlar nedeniyle araba bir emtia olmanın ötesinde ticari bir yatırım aracına dönüşmüş durumda. Bu nedenle özellikle bu yıl neredeyse her ay satış rakamlarının zirve yaptığını görüyoruz. Örneğin, haziran ayı son 10 yılın en yüksek satış rakamına bizlere gösterdi ve muhtemelen benzer bir senaryo temmuz ayında da yaşanacak. Bu nedenle gerek sıfır kilometre gerekse ikinci el otomobil piyasası açısından vergilendirmenin nihai satış rakamları üzerinde olumsuz yönlü bir etkisi olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor” diyor.

“Vergilendirmede yeniden bir düzenleme gündeme gelebilir”

“Önümüzde süreçte vergilendirmelerde yeniden bir düzenleme yapılmasının gündeme geleceğini belirten Çetintürk, detayları ise şöyle açıklıyor:

“Özellikle ÖTV’de her bir vergi diliminin üst ve alt matrah sınırı bulunuyor. Maalesef döviz fiyatlarının artması nedeniyle fabrika çıkış fiyatları da arttığı için örneğin, daha önceden yüzde 50’lik dilime giren bir araç bir anda yüzde 70’lik dilime girebiliyor. Şu an itibariyle bulunduğumuz durumda tüm otomobiller yüzde 80’lik vergi diliminde kümelenmiş şekilde. Bu nedenle genelde böyle bir dağılım olduğunda bundan önce iki kez olduğu gibi vergi diliminin matrah baremleri güncelleniyor. Bu sayede araçların üzerine binen vergi yükü hafiflediği için vatandaşlarımızın daha erişilebilir fiyatlarla satın alması sağlanıyor. Önümüzdeki süreçte de az önce bahsettiğim durum nedeniyle yeniden böyle bir güncelleme ile karşı karşıya kalabiliriz.”

İstinye Üniversitesi hakkında:

İstinye Üniversitesi, “Liv Hospital”, “Medical Park” ve “VM Medical Park” olmak üzere üç ayrı hastane markasını tek çatı altında buluşturan ve sağlık sektöründe 25 yılı aşan bilgi, birikim ve yatırımları olan MLP CARE Grubu’nun desteğiyle 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından 2015 yılında kuruldu. Odak noktasında yapay zekâ ve dijitalleşmenin yer aldığı üniversite, güçlü akademik kadrosuyla, eğitim ve araştırma performansıyla ve her alandaki AR-GE çalışmalarıyla çağımızın bilgisinin üretilmesine katkıda bulunuyor. Öğrencilerini bilimin gücüne güvenen, eleştirel düşünebilen, insani ve etik değerlere sahip bireyler olarak yetiştiren İstinye Üniversitesi, sadece teorik bilgiyi odağına almıyor öğrencilerini bilgilerini pratikte de kullanabilecekleri uygulama alanlarına yönlendiriyor. Bünyesinde dokuz fakülte ve iki meslek yüksekokulu yanında lisansüstü eğitim enstitüsü bulunduran üniversite; edebiyattan sanata, sağlıktan mühendisliğe kadar birçok farklı alanda yetkin bireyler yetiştiriyor. Üniversite eğitim, araştırma, yenilik ve teknoloji geliştirmede mükemmeliyeti hedefleyerek dünyanın öncü üniversitelerinden biri olmayı amaçlıyor. İstinye Üniversite’nin ana hedeflerinden bir tanesi ise yerel ve evrensel sorunlara çözümler geliştirerek toplumun gelişimine katkıda bulunmak.

Paylaşın:
Objektif, tarafsız, şeffaf, hakaret olmadıkça her görüşe saygılı olmaya çalışıyoruz, sağı solu olmadan bütün siyasi haberlerinizi yayınları...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.