15 Eylül’de yapılan ikinci toplantımızda Park Konak şirketi sahibi Yavuz Çakır’ın 180 lira gibi komik bir ücret teklif etmesi üzerine bunu kesinlikle kabul etmeyeceğimizi bildirdik. Bunun üzerine Yavuz Çakır Toplu İş Sözleşmesi heyetimize hakaret ve tehditler savurarak hatta arkadaşlarımızın üstüne yürümeye kadar giden saldırganlıkta bulundu. Bu şekilde Yavuz Çakır tarafından Toplu İş Sözleşmesi masası dağıtıldı. Biz 180 lira gibi komik bir ücrete imza atacak onursuz bir sendika değiliz.
Toplu İş Sözleşmesi süreci öncesinde işçiye dönük baskı ve mobbing olduğu iddiaları bakanlık soruşturmasında tespit edilmiş, şirkete bir buçuk milyon lira civarında ceza kesildiği belirtiliyor. Buna rağmen şirket tarafından işçilere yapılan baskı ve mobbing devam ediyor mu?
Baskı ve mobbing Yavuz Çakır’ın belirttiği komik ücreti kabul etmememiz ile birlikte artarak devam ediyor. İşçi arkadaşlarımız tek tek aranarak istifaya zorlanıyor. Hatta e-devlet üzerinden istifa edip Öz Haber İş Sendikası’na üye olduğuna dair kendilerinden ekran resmi isteniyor. Bu baskıya boyun eğmeyen arkadaşlarımız merkezlerden sürülme ve işten çıkarma tehdidi ile karşı karşıya kaldı. 6 arkadaşımız kod 46 ile işten çıkartıldı. Baskı ve mobbinge direnen arkadaşlarımızdan bazıları da merkez içerisinde yaşadıkları durumu tutanak altına almaya devam ediyor. PTT’nin müdürleri, şefleri bu hukuksuzluk karşısında sessiz kalmaya devam ediyorlar. Çünkü Yavuz Çakır denilen şahıs AK Parti’den birçok kişiyi tanıdığını ve bu nedenle tüm hukuksuzlukları ulu orta yapma cesaretini kendinde buluyor.
Sosyal medya hesabınızda örgütlenme uzmanlarına küfür edildiğini ve bir kadın işçinin darp edilmek ile tehdit edildiğini ses kaydı ile birlikte paylaştınız. Bu sürecin sonunda PTT veya ilgili mercilerce Park Konak Şirketi’ne veya Yavuz Çakır’a herhangi bir yaptırım uygulandı mı?
Biz bu ahlaksızlık, hukuksuzluk karşısında durumu PTT genel müdürlüğü, PTT’nin bağlı olduğu ulaştırma ve altyapı bakanlığı ve en nihayetinde konunun asıl muhataplarından Çalışma Bakanlığı’na bildirdik. Ayrıca savcılığa şikâyette de bulunduk. Ancak üzülerek söylüyorum ki konu işçi ve karşısındaki patron olunca devlet yetkilileri ve yargı sessiz kalıyor. Herhangi bir yaptırım uygulamıyor. Yavuz Çakır gibiler gücü bu sessizlikten, yaptırımsızlıktan alıyor. Çünkü yargılanma ve kanun korkuları yok.
Baskı ve mobbing karşısında sendika olarak nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Sendikamız direnişe başladı. Bu yaşananları artık baskı veya mobbing olarak nitelendiremeyiz. Bu açık açık devlet kurumunda yaşanan bir haydutluktur. Şu anda İzmir PTT pasaport şube ve bayraklı pim önünde direnişe başladık. Şirkete, bu şahsa gerekli yaptırımlar uygulanmadığı sürece eylemlerimiz büyüyerek devam edecek. Gerekirse tekrar Ankara’ya PTT Genel Müdürlüğü’ne, gerekirse ulaştırma bakanlığı önüne ve çalışma bakanlığı önüne eylemlerimizi taşıyacağız. Hakkımızı almadan durmayacağız!