HABERMAX. Trabzon İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun 1968 yılında Trabzon’da kurduğu şirkete kayyım atanması, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gündemine bomba gibi düştü. Uzun yıllardır faaliyet gösteren şirkete yönelik bu karar, hem İmamoğlu ailesinde hem de kamuoyunda büyük bir üzüntü ve tartışmaya yol açtı.
“Hayatımı Verdim, Şimdi El Koyuyorlar”
Hasan İmamoğlu, yaşanan bu gelişme karşısında derin bir üzüntü duyduğunu ifade etti. Şirketini 1968 yılında kurduğunu ve o günden bu yana tüm hayatını bu işe adadığını belirten İmamoğlu, “Çok üzgünüm. Ben bu şirketi 1968 yılında kurdum. O günlerden bu güne kadar hayatımı bu şirkete verdim. Trabzon’da kurmuştum. Devlet benim şirketime el koymaya, kapatmaya karar vermiş,” sözleriyle yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.
Şirketin faaliyetlerinin durdurulduğunu ve bunun sonucunda vergi ödeme gibi yükümlülüklerini yerine getiremediğini aktaran Hasan İmamoğlu, “Vergilerim var; param var ama vergilerimi yatıramıyorum. Çünkü hiçbir faaliyette bulunamıyorum. Malım var, günlerdir satışını yapamıyorum,” dedi. Şirketin geleceğiyle ilgili endişelerini de paylaşan İmamoğlu, gelenlere “Şirketi kurtarmaya geldiyseniz başımın üstüne, yıkmaya geldiyseniz de diyecek bir şeyim yok. Ben tarladan geldim, gerekirse yine tarlaya dönerim,” şeklinde konuştu.
İmamoğlu’ndan Kayyım Tepkisi: “Demokrasiye Darbe”
Kayyım atamaları Türkiye’de son yıllarda sıkça tartışılan bir konu haline gelirken, özellikle yerel yönetimlere yönelik uygulamalar demokrasiye müdahale olarak eleştiriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bu konuda net bir tavır sergileyerek kayyım atamalarına karşı olduğunu defalarca dile getirdi.
Babasının şirketine kayyım atanmasıyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmayan Ekrem İmamoğlu’nun daha önceki kayyım atamalarına yönelik görüşleri ise dikkat çekici. İmamoğlu, “Kayyım denen garabete başından beri karşı olan birisiyim ve bu konunun gerçekten yerel demokrasiyi çok yaraladığını, insanların oy kullanırken nasıl ona sahip çıktığını bilen birisi olarak, demokrasiyle olan bağını kopardığını düşünüyorum,” ifadelerini kullanmıştı.
İmamoğlu, kayyım atamalarının hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini ve halkın seçtiği temsilcilerin yerine atanan kişilerin halkın iradesini yansıtmadığını vurgulayarak bu tür uygulamaların demokrasiye zarar verdiğini savunuyor.
Hukuki Süreç Mercek Altında
Hasan İmamoğlu’nun köklü şirketine kayyım atanmasının hukuki dayanakları ve gerekçeleri merak konusu olurken, bu durumun hukuki açıdan tartışmalı bir süreç olması bekleniyor. Şirketin uzun yıllardır faaliyette olması ve ailenin bu işe olan bağlılığı, atamanın nedenlerini daha da önemli kılıyor.
Önümüzdeki günlerde şirketin hukuki temsilcilerinin ve İmamoğlu ailesinin yasal yollara başvurması ve bu karara itiraz etmesi bekleniyor. Kamuoyunun ve medyanın yakından takip ettiği bu süreçte, hukuki gelişmelerin nasıl şekilleneceği büyük bir merakla bekleniyor.
Gözler Hukuki Süreçte
Hasan İmamoğlu’nun şirketine kayyım atanması, Türkiye’deki kayyım tartışmalarını yeniden alevlendirirken, hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği ve bu kararın ne gibi sonuçlar doğuracağı kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Bu durum, hem İmamoğlu ailesi için hem de Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri açısından önemli bir sınav olarak görülüyor.