Dolar 38,8376
Euro 44,0491
Altın 4.123,08
BİST 9.514,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Çar 26°C
Per 28°C
Cum 27°C
Cts 26°C

DEVA Partisi’li Ekmen: “Silah Bırakma Pazarlık Değil, Dönüşüm Süreci”

DEVA Partisi’li Ekmen: “Silah Bırakma Pazarlık Değil, Dönüşüm Süreci”
5 Mayıs 2025 17:43 | Son Güncellenme: 5 Mayıs 2025 17:44
142

HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Habertürk ekranlarında Faruk Aksoy’un sunduğu Habertürk Gündem programına konuk oldu. Gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulunan Ekmen, Sırrı Süreyya Önder’in vefatının sürece etkisini, PKK’nın fesih sürecine ilişkin gelişmeleri ve demokratikleşme ihtiyacını değerlendirdi. Ekmen, “Taraflar takvimlerine uygun biçimde ilerliyor. Demokratikleşmenin nihai adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi olacaktır” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Habertürk ekranlarında Faruk Aksoy’un sunduğu Habertürk Gündem programına konuk oldu.

Silah bırakma kararı pazarlık değil, dönüşüm sürecidir

Programda çözüm sürecine dair açıklamalarda bulunan Ekmen, devletin ve örgütün bu aşamaya gelirken yürüttüğü sürecin önemli olduğunu belirtti. Ekmen, “PKK’nın 28 Şubat tarihli yazılı açıklamasında yer alan ‘Devlet ya da iktidarın bize bir şeyler vermesini bekleme çağrısı değildir’ ifadesi, bu sürecin bir pazarlığın fesih aşamasına geldiğine dair herhangi bir işaret taşımadığını ortaya koymaktadır. Aynı açıklamada yer alan ‘Kim ne kadar diretirse diretsin, hiç kimse böyle bir değişim ve dönüşümün dışında kalamayacaktır’ cümlesi ise, örgütün bu süreçten ana gövdesini koruyarak çıkacağına dair güçlü bir işaret vermektedir. Örgüt içinde bir bölünme yaşanacağını düşünmüyorum. Elbette bazı marjinal görüşler olabilir; ancak bunlar sayıca ve etkice çok sınırlı kalacaktır. Öte yandan, Sayın Bahçeli’nin ve özellikle Sayın Erdoğan’ın birçok kez vurguladığı önemli bir husus vardır: ‘Örgütün kendini feshetmesi ve silah bırakması bir son değil, bir başlangıçtır.’ Terörsüz bir Türkiye artık korkularından, fobilerinden ve tehdit algılarından arınmış; yeni bir Anayasa dahil olmak üzere birçok alanda köklü bir reform sürecine girmiş bir ülkedir” ifadelerini kullandı.

Örgütün feshi her an gerçekleşebilir

Ekmen, “İtalya dönüşünde Sayın Cumhurbaşkanı’nın uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette sarf ettiği ‘Evet, bu işi biliyorsunuz, Millî İstihbarat Teşkilâtı Başkanlığımız yürütüyor; İbrahim Kalın Bey bu konuda çalışmalara öncülük yapıyor.’ ifadesi, süreçte en az Külliye’de verilen fotoğraf kadar kıymetli bir cümledir. Devamında, Cumhur İttifakı’na ve sivil siyasetin güçleneceği bir zemine yapılan vurgu da dikkat çekicidir. Dolayısıyla sürecin kendi takvimi doğrultusunda ilerlediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün, Sevgili Ceren Önder konuşmasında şöyle dedi: “Baba, ameliyat ol dedim. Sen de ‘Kızım, iki haftaya kalmaz protokol çıkar, ondan sonra ameliyat olurum.’ dedin.” Geriye dönüp bakıldığında, o iki haftanın sonu bugüne denk geliyor. Bence dün, bugün ve yarın arasında zaten belli çalışmalar yürütülüyor. Zira 28 Nisan tarihli PKK açıklamasında da son iki aydır devam eden hazırlık sürecinden açıkça bahsediliyor. Belki de Sevgili Sırrı Süreyya’yı bir kez daha rahmetle anmak gerekir. Eğer defni söz konusu olmasaydı, örgütün fesih kararını duymuş olabilirdik. Bugün duyulmadıysa bile bu kararın yarın ya da çok yakın bir zamanda duyulabileceğine işaret eden gelişmeler var. Bu sebeple hem devlet hem de örgüt kaynaklarında süreci sekteye uğratacak bir sorun ya da kriz olduğu izlenimini veren herhangi bir tablo görmüyorum” açıklamasında bulundu.

Silahları teslim edeceklerin hukuki statüsü belirlenmeli

Örgütün fesih kararının ardından ortaya çıkacak idari ve hukuki çerçevenin önceden planlanmış olması gerektiğini belirten Ekmen, “Silahını bırakan kişinin nasıl bir hukuki sürece tabi tutulacağı, nerede iskân edileceği konuşulmuş olmalıdır. Devletin istihbaratı çok güçlü hangi eyleme kim talimat vermiş, kim katılmış, kimin elinde bir şehit kanı var, kim eyleme gitmiş tamamını biliyor devlet. Dolayısıyla bugün siz devlete deseniz ki ‘Kandil’de 5.000 kişi var bu 5.000 kişiden kaçı silahlı bir eylemin, terör saldırısının karar alıcısıdır? Kaçı uygulayıcısıdır, kaçı failidir?’ devlet bunu biliyor. Bütün bunları ayırt edince kalan 3.000-4.000 bin kişi için süreç hızlı işleyebilir. Mevcut Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Kanunu’nun böyle bir tasfiyenin nihai şekli için yeterli olmadığını düşünüyorum. Atipik bir süreç yürütülüyor ancak ihtiyaç olursa Meclis’e de mutlaka bir düzenleme gelecektir” dedi.

Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.