HABERMAX.Yapı kayıt mağdurlarını Meclis gündemine taşıyan DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, “AKP hükümeti, ülkemizi mağdurlar ülkesine çevirmiştir. Hiçbir meslek mensubu ya da toplum kesimi yoktur ki mağdur olduğu bir konu olmasın. Ülke bir bütün mağdur edilmiştir. Bir avuç mutlu azınlık hariç tabii” ifadelerini kullandı.
Avşar, “Sözlerime başlamadan önce bütün bu mağduriyetlerin kök sebebinin; hükümetin istişareye, müzakereye, konuşmaya kapalı olması; kategorik ret politikasını benimsemesi, kendisinin olmayan-doğru olsun, yanlış olsun fark etmez- tüm görüşlere, düşüncelere, önerilere kör, sağır, dilsiz olması” dedi.
‘Bu anlayış her geçen gün yeni mağduriyetler doğurmaktadır’
Kentsel dönüşüm kanun taslağına değinen Avşar, “Dün hayati öneme sahip kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Kanunu’ olarak bilinen kanun teklif komisyona geldi ve komisyon çoğunluğunu elinde tutan iktidar adeta el kaldır indir ile muhalefetin maddeler üzerine verdiği hiçbir önergeyi kabul etmeden komisyondan geçirdi. Yeterince konuşulmadı, müzakere edilmedi, öneriler dikkate almadı.
Değerli arkadaşlar, meseleler bu yüce çatı altında enine-boyuna tartışılmazsa, ihtisas komisyonlarında yeterince konuşulmazsa, sadece alelacele alınan kararlar ve pişmanlıklara bir yenisi eklenmiş olur.” şeklinde konuştu.
‘5 milyon insanımız mağdur’
Avşar, İmar Yasasına Takılanlar Derneği’nin verilerine göre bu konuda mağdur sayısının 5 milyon civarında olduğunu ve bu sorunun, bölgesel veya lokal değil, tüm ülke sathında yaşandığını ifade etti.
Konuyu 3 başlık halinde irdeleyen Avşar, olayın nasıl geliştiğini, sebeplerini, mağdurların içinde bulunduğu durumu ve yaşadığı sorunları anlatarak çözüm önerilerinde bulundu.
Avşar, olayın, iktidarın popülizm ve seçim yatırımı uğruna üst üste getirdiği imar afları ile vatandaşa yapı kayıt belgeleri aldırması, haliyle vatandaşımızı imarsız ve ruhsatsız yapı inşa etmeye teşvik etmesiyle geliştiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın il il gezerek seçim meydanlarında rakamlar vererek anlattığını, hatta TV kanallarında reklamlar verildiğini, belediyelerin kolaylıklar sağladığını dile getirdi.
Avşar, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne zaman ki, 6 Şubat depremleri oldu ve imar afları eleştirilmeye başlandı, hükümet o çok beğendiği ve seçim meydanlarında sürekli dile getirdiği uygulamadan vazgeçti. Ve olası bir depremde oluşacak bir yıkıma karşı kendini sağlama almak için yapı kayıt belgesi olmayan tüm bağımsız birimleri sorgusuz, sualsiz yıkmaya başladı.
Başka bir; keyfi ve konjonktörel davranışlarla imar mevzuatında yapılan tahribatlar ve dolayısıyla vatandaşa çıkarılan zorluklar. Örneğin; imar izninin kişiye ve yere göre esneklik göstermesi.
Yine vatandaşın önüne çıkarılan mali ve bürokratik engeller başka bir sebep.”
Pandemi ve deprem gibi durumlarda acilen müstakil ve tenha bir yere sığınma ihtiyacının da etkili olduğunu belirten Avşar, “Bütün bu sebepler vatandaşımızı imarsız ve ruhsatsız yapılaşmaya sevk etti.” şeklinde konuştu.
‘Vatandaşlarımızın içinde bulunduğu durum içler acısı’
Avşar, “Bu saydığımız sebeplerden dolayı köy yerinde elinde, avucunda olanı bir dam olsun diye eve yatıran ve yoksulluk sınırının altında yaşayan birçok aile mağdur olmuş hatta intihar vakaları bile yaşanmıştır, diyen Avşar, “Şimdi emekli ikramiyesiyle ya da bütün sahip olduklarıyla tarlasının başında, karmaşık mühendislik ve statik hesapları gerektirmeyen, az katlı, risksiz, yap-sat kaygısı olmadan, malzemeden çalmadan ailesiyle oturmak için yaptığı sağlam yapıları bir sabah tebligatla yıkım kararı vermek doğru mudur? Hatta yıkım kararı yetmiyor, yıkım maliyetini vatandaşa yüklemek ve birçoğuyla da mahkemelik olmak anlaşılır bir şey mi?” şeklinde hükümete sorular yönetti.
Deprem sonuçlarının bu denli acı olmasının başlıca sebeplerini hükümet politikalarına bağlayan Avşar, “Evet, çok büyük bir deprem felaketi yaşadık. Biliyoruz; sizin yanlış politikalarınızın, eksik denetimlerinizin, kayırmacı tavrınızın, emsal kararlarınızın etkisi çok büyüktür. Ancak, ortada bütün varı yoğu ile bir ev yapabilmiş mağdurlar var, yoksullar var hem de 15 milyonu bulan bir kitle.” dedi.
Bakanlık Sorumlu Davranmalı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çözüm noktasında sorumlu davranması gerektiğini belirten Avşar, şu çözüm önerilerini paylaştı:
1. Teknik ekipler marifetiyle bu durumda olan yapılar inceleme altına alınmalıdır. Bu yapıların deprem riskine karşı direnç seviyeleri tespit edilmeli ve zemin analizleri yapılmalıdır.
2. Bu bağlamda ortaya çıkan sonuçlara göre; yapı-inşa noktasında gerekli şartları taşıyan risksiz yapılar güvence altına alınmalıdır.
3. Riskli yapı kategorisine giren ve gerekli şartları taşımayan yapı sahiplerine çeşitli hibe ve teşviklerle kolaylıklar sağlanmalı ve kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamına alınmalıdır.
Kaldı ki; ülkemizde bir konut ve barınma krizi bulunmaktadır. Bu sorun devam ederse, mevcut krizi derinleştirecektir.
4. Bunula birlikte; imar mevzuatı geniş katılım ve ortak akıl ile yeniden ele alınmalıdır. Bu kapsamda vatandaşın önündeki bürokratik engeller kaldırmalı, mali yükler hafifletilmelidir.
5. Her bölgenin coğrafi yapısına uygun tip projeler geliştirilmeli ve vatandaşın kullanımına ücretsiz sunulmalıdır.
6. Belediyeler imkânı olmayan vatandaşlar için mühendislik ve teknik destekler sağlamalıdır.
Sözlerinin sonunda Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayan Avşar, şu ifadeleri kullandı:
“Cumhuriyet 100 yaşında, körpe fidan çınar oldu. Sırada 2. yüzyılı demokrasi ile, adalet ile, refah ile taçlandırma var. Hepimizin birincil en önemli görevi bunu başarmak için elimizden geleni yapmaktır. Bizim başka bir çıkışımız yoktur. Demokrasi ile cumhuriyeti yaşayacak ve muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız.
Cumhuriyetimiz 100. yılını kutlu olsun.”