HABERMAX. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeniyol Meclis Grubu adına yaptığı konuşmada, Türkiye’deki geçmişte yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını yeniden gündeme taşıyarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na geçmişe dönük bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. Davutoğlu’nun konuşmasında yer alan iddialar, Türkiye’nin siyasi ve hukuki tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı.
Reza Zarrab ve ABD’ye Kaçış
Davutoğlu, konuşmasında ilk olarak ABD’ye kaçan işadamı Reza Zarrab’ı gündeme getirdi. Zarrab’ın, Türkiye’deki yargı süreçlerinden kaçtığını belirten Davutoğlu, Zarrab’ın hem Türkiye’deki yolsuzluk bağlantılarıyla hem de ABD’deki yargı sürecindeki durumu ile ilgili ciddi soruların olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Zarrab’ın Türkiye’deki yargı süreçlerinden kaçması ve yargıdan muaf tutulması, adaletin sağlanması açısından büyük bir eksikliktir” diyerek Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrıda bulundu.
Zehra Taşkesenlioğlu’nun İddiaları
Bir diğer önemli iddia ise, AKP eski milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu hakkında oldu. Davutoğlu, Taşkesenlioğlu’nun devletin parasıyla kendi şirketine mal sattığına dair ciddi iddiaların bulunduğunu ifade etti. Bu iddiaların kamuoyunda geniş bir yankı uyandırdığını belirten Davutoğlu, devletin parasının kişisel çıkarlar için kullanıldığını ve bunun ciddi bir yolsuzluk örneği olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, Taşkesenlioğlu’nun bu durumla ilgili hesap vermesi gerektiğini savundu.
İ. Melih Gökçek ve FETÖ Bağlantıları
Davutoğlu, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında da önemli suçlamalar dile getirdi. Gökçek’in, FETÖ terör örgütüne Ankara’da parsel parsel arsa vererek destek sağladığını öne süren Davutoğlu, bu durumun hem hukuki hem de etik açıdan kabul edilemez olduğunu belirtti. Ayrıca, Gökçek’in başında olduğu belediyede yapılan ANKAPark projesindeki kamu zararının da ciddi bir denetimden geçmesi gerektiğini ifade etti. Davutoğlu, bu iddiaların soruşturulması gerektiğini vurguladı.
Sezgin Baran Korkmaz ve Kara Para Aklama
Bir başka önemli iddia ise, işadamı Sezgin Baran Korkmaz ile ilgili oldu. Korkmaz’ın kara para aklama suçlamasıyla yurt dışına kaçırıldığını belirten Davutoğlu, dönemin İçişleri Bakanı’nın bu süreçteki rolüne de dikkat çekti. Davutoğlu, “Korkmaz’ın yurt dışına kaçırılması ve bu süreçteki devlet yetkililerinin sorumluluğu, sadece bir işadamının değil, tüm devletin çıkarlarını zedeleyen bir olaydır” dedi. Bu konuda da soruşturma yapılması gerektiğini ifade etti.
Belediye Başkanlarının İstifaları ve Usulsüzlükler
Davutoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevlerinden istifa ettirilmesine de değindi. Bu süreçte yaşanan usulsüzlük iddialarını gündeme getirerek, yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde yapılan usulsüzlüklerin denetlenmesi gerektiğini söyledi. Belediyelerdeki bazı ihale ve hizmet alımlarındaki şaibeleri gündeme getiren Davutoğlu, bu konuda da ciddi bir hukuki süreç başlatılması gerektiğini belirtti.
Kamu Harcamalarındaki Belirsizlik
Davutoğlu, konuşmasında kamu harcamalarıyla ilgili de eleştirilerde bulundu. Yol ve köprü gibi büyük altyapı projelerine aktarılan kamu kaynaklarının hesabının sorulmadığını ifade eden Davutoğlu, “Büyük projelere aktarılan kaynaklar, denetlenmediği sürece, kamu zararı doğurur. Bu tür büyük harcamaların hesabı mutlaka verilmelidir” dedi. Kamu kaynaklarının verimli ve şeffaf bir şekilde kullanılması gerektiğini savunan Davutoğlu, geçmişte yaşanan büyük projelere dair soruşturmaların yapılması gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet Başsavcılığı’na Soruşturma Çağrısı
Davutoğlu, bu iddiaların ışığında Cumhuriyet Başsavcılığı’na geçmişe dönük bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunarak, adaletin yerini bulması için gerekli adımların atılmasını istedi. “Bu iddialar ve suçlamalar, sadece siyasi bir gündem değil, aynı zamanda halkın adalete olan güvenini sarsan olaylardır. Bu konuda yapılacak bir soruşturma, toplumun adalet arayışını karşılayacak önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.
Siyasi ve Hukuki Etkiler
Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı bu açıklamalar, Türkiye’deki yolsuzlukla mücadele konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle, geçmişte kamuoyunda büyük ses getiren olayların yeniden gündeme getirilmesi, Türkiye’nin hukuki sistemine dair önemli soruları da beraberinde getirdi. Davutoğlu’nun çağrısı, hem siyasi hem de hukuki çevrelerde geniş yankı uyandırırken, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu çağrıya nasıl bir tepki vereceği ve soruşturma başlatılıp başlatılmayacağı merak konusu oldu.
Ahmet Davutoğlu’ndan Geçmişe Dönük Soruşturma Çağrısı: Yolsuzluk İddiaları Gündemde
Bu gelişmeler, Türkiye’deki siyasi atmosferin geleceği ve hukukun üstünlüğü ilkesine duyulan güven açısından kritik bir dönüm noktası olabilir.