HABERMAX. Bugün yapılan yerel meclis toplantısında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) meclis üyesi Saadet Çertez, hem kayyum atamaları hem de kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Çertez, özellikle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dikkat çekerek, hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin kadınların güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini ifade etti. Ayrıca, kayyum atamaları konusundaki sert eleştirileriyle dikkat çekti.
Konuşmasının başında, 25 Kasım’ın önemine değinen Saadet Çertez, bu tarihin Dominik Cumhuriyeti’ndeki “Kelebekler” olarak bilinen üç kız kardeşin, diktatörlük karşısında verdikleri mücadeleyi simgelediğini belirtti. Çertez, “25 Kasım, kadınların baskıya, şiddete ve diktatörlüklere karşı direnişlerinin sembolüdür. 64 yıl önce, üç cesur kadın olan Mirabal kardeşler, ülke diktatörlüğüne karşı verdikleri mücadele yüzünden öldürüldü. Onların cesaretleri, dünya çapında kadın hakları mücadelesine ilham vermiştir,” dedi.
Birleşmiş Milletler’in 1999 yılında 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” olarak ilan ettiğini hatırlatan Çertez, bu günün, dünya genelinde kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlandığını belirtti.
İstanbul Sözleşmesi’nden Çekilme Eleştirisi
Saadet Çertez, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına da sert tepki gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli bir uluslararası anlaşma olduğunu vurgulayan Çertez, Türkiye’nin bu sözleşmeden çekilmesinin kadınların güvenliği açısından büyük bir adaletsizlik olduğunu ifade etti. Çertez, “İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir adımdı. Ancak, bu sözleşmeden çekilmek, kadına yönelik şiddet olaylarını daha da artıracaktır. Kadınlar şiddet, istismar, yoksulluk ve ayrımcılığa karşı sıkışmış bir hayat yaşıyorlar. İstanbul Sözleşmesi, bu şiddetle mücadelede bir umut ışığıydı. Fakat hükümet, kadınların haklarını savunmak yerine, sözleşmeyi iptal ederek, şiddeti meşrulaştıran bir adım atmıştır,” dedi.
Çertez, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından kadın cinayetlerinin arttığını ve cezaların caydırıcı olmaktan uzak olduğunu belirterek, cezasızlık kültürünün yerleştiğine dikkat çekti. “Kadın cinayetleri 2002’den bu yana sistematik bir şekilde artmış durumda. 2023’ün ilk 10 ayında 447 kadın öldürüldü. Bu durumda cezaların yetersizliği ve ceza indirimi uygulamaları, suçluları ödüllendiriyor. Cezalar hafifletildiği sürece, kadına yönelik şiddet devam edecektir,” şeklinde konuştu.
Çertez, kadınların öldürülmesinin ardından uygulanan indirimli cezalar örneklerini vererek, “Konya’da, 46 yerinden bıçaklanarak öldürülen Tuğba Erkul’un katiline, ‘haksız tahrik’ gerekçesiyle 18 yıl ceza verildi. Bu, adaletin yokluğudur,” diyerek tepkisini sürdürdü.
Kayyum Atamaları ve Demokrasi Eleştirisi
Konuşmasının ilerleyen bölümlerinde, kayyum atamalarına da değinen Saadet Çertez, kayyum uygulamalarını “hukuksuz” ve “demokrasiye aykırı” olarak nitelendirdi. “Kayyum, milletin iradesine darbedir. Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir. Seçimle göreve gelmiş bir başkan görevden alındığında, bu demokrasiye vurulmuş bir darbedir. Kayyum atamaları ile halkın iradesi hiçe sayılmaktadır. Halk seçtiği kişilere güvenerek onları göreve getiriyor, ama kayyumlarla bu irade yok sayılmakta ve yerine atanmış kişiler getirilerek demokrasiye zarar verilmektedir,” dedi.
Çertez, kayyum uygulamalarının özellikle belediyelerde yapıldığını hatırlatarak, bu durumun halkın demokratik haklarını ihlal ettiğini söyledi.
Kadın Cinayetleri ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği
Saadet Çertez, kadın cinayetlerinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önlenmesi için devletin daha aktif bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade etti. Kadın hakları mücadelesinin sadece yasal düzenlemelerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm gerektirdiğini belirten Çertez, “Kadınları savunmak, sadece bir yasal sorun değildir. Bu, toplumsal bir zihniyet meselesidir. Kadına şiddet, sadece bir suç değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Devlet, toplumun her alanında kadınları eşit haklarla koruyacak bir zihniyetle hareket etmelidir,” dedi.
Çertez, konuşmasını, “Kadına yönelik şiddet, sadece kadınların sorunu değil, tüm toplumun sorunudur. Bu sorunun çözülmesi, hepimizin sorumluluğudur. Bizler, İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe sokana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü kadınların hayatı ve güvenliği her şeyden önce gelir,” diyerek sonlandırdı.
Bu konuşma, meclis üyeleri tarafından uzun süre alkışlarla karşılanırken, Ak Parti grubu ise tepki gösterdi. Saadet Çertez’in gündeme getirdiği konular, kadın hakları savunucuları ve birçok sivil toplum kuruluşu tarafından da desteklendi.