AHA.CHP ile İYİ Parti’nin yerel seçimlerde işbirliği için el sıkışmasının ardından gözler CHP’nin İYİ Parti’nin aday çıkarmayacağı Ankara ve İstanbul’da kimi aday göstereceğine çevrildi.
Kılıçaroğlu’nun İmamoğlu ile görüşmesinin ardından gözler, uzun süredir İstanbul adaylığı için çalışan isimlerden İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’e çevrildi. Zira Tekin’in, kendisinin adaylığına parti yönetiminin mesafeli olması ve İmamoğlu’nun adaylığının ön plana çıkması üzerine Kılıçdaroğlu’na “kırgın olduğu” iddiaları da kulislere yansıdı. Tekin, çarşamba günü Kılıçdaroğlu ile yemekte biraraya gelerek, İstanbul adaylığı konusundaki görüşlerini de yüzyüze iletti.
Peki Gürsel Tekin, gerçekten parti yönetimine kırgın mı, Kılıçdaroğlu-İmamoğlu görüşmesinin ardından adaylık iddiasından vazgeçti mi, İYİ Parti ittifakı hakkında ne düşünüyor?
Tekin, Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin ardından, BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı:
Partinizin, İYİ Parti ile yerel seçimlerde işbirliği kararı, sonuçlara nasıl yansır sizce?
Maalesef “yeni Türkiye, yeni sistem” dedikleri düzenin, faili meçhul bir sistemin yaratmış olduğu çok ciddi sıkıntılardır bunlar. Referandum döneminde oluşmuş iki yapı, yani cumhur ve millet ittifakı anlamlıydı, çok önemli de bir sonuç getirdi. En azından millet ittifakı penceresinden baktığımızda tam da sosyolojik olarak sıkıntıların olduğu bir dönemde insanların yan yana bile durması çok önemliydi. Sonra bir seçim yaşandı yine millet ittifakı devam etti.
Ama yerel seçimin sancıları apayrıdır. Genel seçim sonuçlarıyla yerel seçimi değrlendirmek çok zordur. Görüyorum ki CHP olağanüstü bir özveride bulunmuş. Aynı zamanda çok ciddi de sorumluluk üstlenmiş genel merkez yöneticileri ve genel başkanımız. Her ne kadar 2 seçimdir millet ittifakı duruşu olsa da yerel seçim ayrı bir seçim olduğu için oy geçişgenliklerinde sıkıntılar oluşturabilir. Tabii en büyük fedakarlığı CHP yapmış. İYİ Parti daha yeni bir parti, CHP 95 yıllık bir parti. Bugün 60 yıllık partililik geçmişi olan insanlarımız var. Onlar için ne kadar zor olduğunu düşünmek bile istemiyorum.
İstanbul için Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının Kılıçdaroğlu ile görüşmesiyle kesinleştiği yorumları var. Bir gün önce de siz Kılıçdaroğlu ile görüştünüz… Sizin adaylığınız veya olası adayla ilgili bir değerlendirme oldu mu?
Ben adeta İstanbul’da doktora yapar gibi çalıştım. CHP’nin en az oy aldığı 384 mahallemizde 7,5 milyon seçmen var. CHP buralarda 1 milyon 400 bin oy alıyor. Seçimi almak için bu oyun 3 milyon olması lazım. Bunun olması için ciddi çaba sarfettim. O mahallelerde CHP’ye yönelik algıların çok önemli kısmını kırdığıma inanıyorum.
Bu saha çalışmalarını daha sonra bilimsel çalışmaya dönüştürdük. Bugüne kadar CHP’den 13 adayın ismi geçti. Ben başladığım günden itibaren dedim ki hiçbir arkadaşım siyaseten rakibim değildir. Rakibim iktidar partisidir. Bütün arkadaşlarımın ciddi şekilde değerlendirilmesi lazım. Adaylık sürecini açıkladığım takvimden itibaren de, genel başkanıma da aynı şeyi söyledim: Hangi arkadaşım benden bir puan daha öndeyse mutlaka aday olması gerektiğini söyledim.
Çok kritik bir seçimden geçiyoruz, özellikle İstanbul’un arka yüzünde yaşayan mazlumlarının, yoksullarının , AKP’den çekildiğini görüyorum. Çok rahatlıkla CHP’ye oy vermesini sağlayacak mekanizmalar geliştirmemiz lazım. Bunun için 3-4 şey uygulanabilir. Bir tanesi kamuoyu yoklamaları, ikincisi şu anda İstanbul’da 300’ün üstünde belediye aday adayı, 3 bine yakın da belediye meclis üyesi adayı var. Bunlara sorulabilir, örgüt başkanlarına, kanaat önderlerine sorulabilir. En azından bir iki kamuoyu yoklaması ile sağlıklı karar verebileceği inancındayım. Aksi taktirde telafisi zor duruma düşülebilir. Partinin de genel başkanın da “evet” diyeceği bu mekanizmaların işlemesi gerekir. Bunları ilettim.
İşlemiyor mu şu anda?
İşliyor bildiğim kadarıyla. Ama biz AKP değiliz sonuçta. Biz genel başkanımızdan parti üyesine kadar itiraz kültürü içinde büyüdük. Bu itirazları da ortadan kaldırabilecek bu argümanlar partililerle paylaşıldığında partililer arasında sinerji yaratacaktır, hem de kafalarda soru işareti oluşmayacaktır.
Ben parti yöneticiliği yaptım. Bir kısım insanların milletvekili olmaması için ciddi muhalefet yaptım ben 2011 yılında. O arkadaşlarımız milletvekili adayı olduktan sonra televizyonlarda onları hararetle savunan yine ben oldum. Televizyonlarda parti yöneticileri, CHP’li olmayanların isimlerini bile çok yüksek tonda zikrederken, kendi mutfağınızda büyümüş bir arkadaşınızın ismini telaffuz etmekten korkuyorsanız, benim de herhalde bunu söylemek hakkımın olduğuna inanıyorum.“Aday resmen ilan edilene kadar çalışmalarım sürecek”
Benim İstanbul sevdam taa 2009’da başlıyor, il başkanı iken yapmış olduğum araştırmalar sonucu 3 isim vardı, Kılıçdaroğlu, ben ve Kemal Derviş. O dönem yaptığımız araştırmadan Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey 1, Ben 2. çıktım, Derviş 3. çıktı. Ben o dönem genel başkanımız olan sayın Deniz Baykal’a gittim, “İstanbul’da ben bir macera peşinde olacak değilim. İstanbul’da en iyi sonucu Kemal Kılıçdaroğlu ile alırız” dedim.
2014’deki seçimlerde bütün itirazlarımda keşke haksız çıkmasaydım ama maalesef itirazlarımın tamamında haklı çıktım. Umut ederim ki 2014’de yapılan bu hatanın aynısının 2019’da yapılmaz, ben bunun için çaba sarfediyorum. Bu çabam ciddiye alınır, alınmaz, bilemiyorum. Ama ben bu çabamı sonuna kadar sürdüreceğim. Yani çok mütevazi davranmayacağım. İstanbul’u benden daha iyi bilen bir siyasetçinin olduğuna da inanmıyorum.
Benim derdim, doğru sonuç elde etmektir. Doğru sonuç elde etmenin yolu da doğru verilere bakmaktır. İstanbul’un sosyolojik durumunu gözardı edemeyiz. İstanbul aynı zaman 81 ilin bileşkeni. Yani İstanbul’da İstanbul’lu bulmak mümkün değil, 80 ilin tamamı ikamet ediyor. Taktir edersiniz ki bunlar yerel seçimde temsil edilmek isteniyor. Bu temsiliyet sorununu iyi hallederseniz ve bu dengeleri iyi bilebilirseniz, çok güzel sonuç elde edersiniz.
Benim (adaylık) çalışmalarım devam ediyor, resmi olarak aday açıklanana kadar da devam edecek. Hangi arkadaşımıza görev verilir bilemem ama ben başarılı olmasını isterim.
Parti yönetiminin, oy oranını artırmak için için İstanbul’da bazı milletvekillerini, partinin oyunun düşük olduğu ilçelerden aday gösterebileceği belirtiliyor. Böyle bir öneri gelirse kabul eder misiniz?
Ben İstanbul büyükşehir belediye başkan adayıyım. Buradan rahatlıkla kazanacağımı da iddia ediyorum. İddiamın hiçbirisi soyut değil somuttur, verilere hesaplara dayalıdır.
Benim sosyolojik çalışmalardan kaynaklanıyor. Bu çalışmaları sadece ben değil AKP de yaptı. İlk başta Binali beyin ismi hiç ortada bile yoktu. Başta 5 ismi sordular. Sonra tekrar dörde düşürdüler sordular, baktılar ki bunların hiçbirinde sonuç elde etmek mümkün değil. Araştırmalar sonucu, Arnavutköy, Bağcılar, Sultanbeyli, Sultangazi’de iktidardan büyük kopuşu gördüler.
Aslında AKP, Gürsel Tekin’in karşısına Binali Yıldırım’ı konumlandırdı. O nedenle Binali Yıldırım’ın aday olarak çıkış sebebi Gürsel Tekin’dir. Çünkü, kendilerini muhafazakar olarak olarak tanımlayan kesimlerin çok rahatlıkla Gürsel Tekin isminde birarada olabileceğin görüyorum. Çünkü İstanbul’da yaşayan insanların derdi kederi aynı. Fikirtepe’de kafasına evi yıkılan perişan olan Bingöllü de Rizeli de Gümüşhaneli kardeşim de var, onun için farketmiyor, yoksulun kaderi aynıdır.
Benim çalışmalarıma göre CHP olarak biz, çok teknik hatalar yapılmazsa, 14 mevcut ilçenin yanısıra, 11 ilçeyi daha çok rahatlıkla alabilecek durumdayız. Büyküşehir’i almak için bizde olmayan en az 4-5 büyük yeni ilçeyi almak zorundasınız. İşte Üsüdar, Küçükçekmece, Eyüp’ü, Fatih’i almak zorundasınız. Benim saha çalışmam ve yapılan araştırmalar sonucu çok rahatlıkla alabilecek durumdayız.