HABERMAX.Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin “4,3 milyon haneye sosyal yardım yapıldığını” açıklamasından sonra siz de Türkiye’de yaşayan her 10 kişiden 4’ünün sosyal yardım aldığını belirttiniz. Türkiye’de gerçek durum ne?
– Açıklanan rakamlarda sorun ne?
Sorun şu. 2020 yılında sosyal yardım alan hane sayısı 6 milyon 630 bin olarak açıklandı. 2021 yılı rakamı 5 milyon 903 bin. Yani güya salgın döneminde sosyal yardıma muhtaç olan aile sayısı azalmış. Şimdi soruyorum. Ne oldu da 2022’ye girerken 1 milyon 600 bin hane yoksulluktan kurtuldu? Gökten altın mı yağdı, define mi bulduk? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre 2021 yılında 11 milyon 369 bin 761 kişi gıda yardımı yapıldı. Toplam yardım yapılan insan sayısı 27 milyon 189 bin 433. Şimdi soruyorum 2022’de Türkiye zenginleşti mi? İşsizlik mi azaldı, alım gücü mü arttı? Yüzde 80 enflasyon olan ülkede, işsizlik artarken sosyal yardıma muhtaç olan kişi sayısı nasıl azalır? Bugün kaba bir hesapla sosyal yardıma gerçekten muhtaç olan sayısı 33 milyonun üzerinde. Sanal rakamlarla toplumu kandırmaya çalışıyorlar ancak her gün sahadayım gerçek durumu görüyorum. Özellikle çocuklar çok büyük sorun yaşıyorlar.
– Çocuklar ne durumda?
Çocuklar okula aç gidiyor. Türkiye’de toplam ilkokul öğrenci sayısı 5 milyon 59 bin 79 iken ortaokul 4 milyon 772 bin 725. Türkiye’de toplam ilkokul ve ortaokul öğrenci sayısı 9 milyon 831 bin 804. Peki kaç çocuk şartlı eğitim yardımı alıyor? 2 milyon 128 bin 750. Şartlı eğitim yardımı ne demek? İhtiyaç sahibi ailelere çocukların okula devam etmesi için verilen bir destek. E şimdi Yaklaşık her 5 çocuktan biri şartlı eğitim desteğine muhtaç. Okula aç gidiyor. Her 5 çocuktan birinin okula aç gittiği bir ülkede yoksulluk ne durumdadır? AKP çocukları okula aç gönderen bir iktidar. Annelere babalara bu acıyı yaşatan bir iktidar. Çocuklarının karnını doyuramayan bir ailenin kendi karnı doyar mı? Dolayısıyla makyajlı rakamlarla, sanal verilerle toplumu kandırmaya çalışmanın alemi yok. AKP Türkiye’yi tarihinin en derin, en ağır yoksulluğuna mahkum etti. İstanbul’da da bunu görüyoruz.
– İstanbul’da durum nedir?
Bakın İPA araştırmasına göre İstanbulluların yüzde 95’i kiraların yüksek olduğunu düşünüyor. Şimdi tabloya bakın. İstanbulluların yüzde 40’ı kirada yaşıyor. Yapılan araştırmalara göre kirada yaşayanların da yaklaşık yarısı kirasını ödeyemiyor. Yani 16 milyon İstanbullu var. 6 milyon 400 bin kişi kirada yaşıyor. En az 3 milyon 200 bin kişi de kirasını ödeyemiyor. Kiracıların yarısı İstanbul’da temel barınma harcamasını karşılayamıyor. Tablo bu. Daha bunun gıdası var, elektrik, su, telefon, internet var. Isınma var. Ulaşım var. İstanbulluların yüzde 65,9’u ekonomik koşullar nedeniyle gıda alışverişini azalttı. İstanbul’da yaşam maliyeti bir yılda yüzde 86 artmış durumda. Mayıs ayında 4 kişilik bir ailenin yaşam maliyeti en az 19 bin 950 TL. Bir hanede anne, baba, iki çocuk yaşasa. Anne baba asgari ücretli olsa, İstanbul’da yaşamaya yetmiyor. Ondan sonra hükümet çıkıyor şöyle yaptık, böyle yaptık. Buradan Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Tayyip Erdoğan İstanbulluları açlığa, Türkiye’yi yoksulluğa mahkum etti. Erdoğan’ın çıktığı mahallelerde çocuklar geceleri yatağa aç yatıyor. Pazar yerinde millet yerden çürük sebze topluyor. Kendi büyüdüğü sokaklarda dolaşma cesareti olsa, yarattığı yıkımı ve açlığı görecek. Ben her gün İstanbul’un çevre ilçelerindeyim. Milletin içindeyim. Söylüyorum, kimse kendisini hayırla yad etmiyor. Sandık geldiği anda öyle bir tokat yiyecekler ki kendileri de şaşıracak. Öyle 1-2 puan farkla değil, çok yüksek bir farkla Millet İttifakı iktidara geliyor. Seçim ileri tarihe gittikçe fark da büyüyor. Sonbahar ve kış ayları zor geçecek. Enerji fiyatları, gıda fiyatları daha da artacak. Enflasyon üç haneli rakamlara ulaşacak. Eğer daha da seçimi geciktirirlerse, sandıkta halleri daha da harap olacak. O yüzden bir çağrım var, bu millete daha fazla bedel ödetmeden erken seçim kararı alalım, millet nefes alsın, Türkiye kazansın ifadelerini kullandı.