Dolar 34,4954
Euro 36,2629
Altın 2.962,32
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cum 19°C
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C

BTP lideri Hüseyin Baş, Suriye ile yakınlaşma hamlesi devletin değil, Erdoğan’ın şahsi çıkarı için…

BTP lideri Hüseyin Baş, Suriye ile yakınlaşma hamlesi devletin değil, Erdoğan’ın şahsi çıkarı için…
18 Ağustos 2022 14:09 | Son Güncellenme: 18 Ağustos 2022 14:12
277

HABERMAX.Hükümetin Suriye ile yakınlaşma çabasını değerlendiren BTP lideri Hüseyin Baş, zararın neresinden dönülürse kardır derken, Şam’a gitmeye hazırlanan Doğu Perinçek ve Ethem Sancak’a da, ‘Cuma günü gidin, Emevi Camiinde Cuma namazı kılarsınız’ tavsiyesinde bulundu.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, katıldığı televizyon programında Suriye gündemi üzerine dikkat çekici değerlendirmeler yaptı.

İktidarın son günlerde Esad ile yakınlaşma mesajlarını değerlendiren BTP lideri şunları söyledi; “2011 yılından bu yana milyona yakın insan öldü, Türkiye ekonomisine verilen zarar ortada, milyonlarca sığınmacı ülkemizde. Bağımsız Türkiye Partisi olarak, ‘Esad ile bu kavgaya girmeye gerek yok’ diye haykırdık. Buna rağmen bu hükümet Esad ile kavgaya devam etti ve bu sonuçlar yaşandı. Şimdi Türkiye’nin çıkarına, vatanın – milletin çıkarına birçok noktada U dönüşü yapılabilecekken bunu yapmayan hükümet, kendi iktidarı probleme girdiği anda, tam seçime gidileceği noktada bir uzlaşı konuşuyor. Yani devlet olunca hiç önemli değil, ama olay ‘şahsım’ olunca çok önemli bir hal alıyor. Bu, devlet adamı psikolojisi olamaz, olmamalı. Türkiye Cumhuriyeti devleti şahıslardan, kişilerden, gruplardan, partilerden, her şeyden üstündür. Bu ilkeyi bütün siyasi partilerin hazmetmesi gerekiyor. Bunun dışında hayalleri olan insanların siyaset yapması zaten başlı başına yanlış. Devletin çıkarına Esad ile barışmamız gerekirken hayır ama şahsın çıkarına Esad ile barışmamız gerektiğinde evet! Şahsi çıkarlar için kavga ettiğiniz kişiyle şahsi çıkarlarınız için barışırsanız da yine bunun faturasını biz ödeyeceğiz. Çünkü bu iş şahsi çıkarlar için olmaz. Bu bir devletin aldığı bir karar değil burada tamamen bir kişinin oy potansiyeline bağlı olarak değişim göstermesi var. Buradaki temel problem bu”

Devletin çıkarı değil, Erdoğan’ın şahsi çıkarı için…

“Zararın neresinden dönsek kardır. Esad ile normalleşilmeli, buna da katılıyoruz” diyen Hüseyin Baş, Doğu Perinçek ve Ethem Sancak’ın Şam’a gideceğine dair haberlere de, iktidarın Emevi Camiinde Cuma namazı kılma hayaline atıfta bulunarak cevap verdi.

Baş, “Cuma günü gitsinler, Cuma namazı da kılarlar. Ama bunun şu andaki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın şahsi çıkarları için olduğunu da milletimiz unutmasın. 11 yıl üstüne Suriye politikasından niye çark ettiniz? Bu politikanın yanlış olduğunu kaç kere söyledik. Niye bugün çark edildi? Çünkü sıkıştılar. Normalleşsinler ama bu sandığa yansımayacak, bunu da bilsinler” dedi.

Çavuşoğlu’nun ‘Esad ile muhalifler uzlaşsın’ sözleri

Suriye’de 2011 yılından bu yana yapılan ‘Zalim Eset’ propagandasının ABD’nin, İsrail’in, Avrupa’nın propagandası olduğunu ifade eden Hüseyin Baş, “Maksat da belli, orada Arap Baharı ile birlikte Irak’ı, Libya’yı, Tunus’u, Mısır’ı, Cezayir’i vs. hallettiler. Geriye Suriye kaldı. Suriye’den sonra sıra nereye geliyor? Sıra bizde. İran kaldı, biz kaldık! Dolayısıyla bu propagandaya inanarak, ‘ bak sen potansiyel bir zalimsin, böyle yapma, şöyle yapma’ dersen işte bu yanlış olur. Bu Suriye’yi parçalama adına kara bir propagandaydı” ifadelerini kullandı.

Hüseyin Baş Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘Muhalifler ile Esad uzlaşsın’ şeklindeki açıklaması ve sonrasında Türk bayrağına yapılan saldırıyı da değerlendirdi.

Türkiye’yi yönetenlerin yıllardır Suriye’de muhalif grupları desteklediğini belirten BTP lideri, “Bunların karşısında da rejimin ordusu var. Siz bugüne kadar hiç Suriye rejimine bağlı grupların, ordunun Türk bayrağı yaktığını gördünüz mü? Ama senin yıllardır desteklediğin gruplar, ertesi gün Türk bayrağı yaktı. Demek ki burada senin yakınlaşman gereken bu muhalif gruplar değildir. ABD, demokrasi götüreceğim diye bütün Ortadoğu’yu tarumar etti, getirdiği şey sadece kan ve gözyaşı oldu. Dolayısıyla bizim devlet olarak Esad ile bir problemimiz olamaz. Adam kaç kere genel af ilan etti, ‘dönsünler ülkelerine’ dedi. Bu şuna benziyor, dış güçler dediklerimiz Türkiye’ye geliyor ve bize, ‘Sizi şu terör grubuyla barıştıracağız’ diyor. Bugün gelip, ‘Sizi FETÖ ile barıştıracağız, içerideki FETÖ’cüleri çıkaracaksınız’ deseler böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla bizim başka bir ülkenin iç hukukuna, yargısına müdahale etmemiz kesinlikle doğru değil. Yapılacak tek şey gidersiniz, ‘bizde şu kadar Suriyeli var, al kardeşim bunları’ şeklinde bu işten uzak durmamız gerek.”

“Türk bayrağını yakan Müslüman olamaz”

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Suriye’de Türk bayrağı yakan grupların kimliği üzerine de dikkat çekici bir değerlendirme yaptı.

Baş, “Biz bugüne kadar Esad rejimi yanlılarının Türk bayrağına zarar verdiğini görmedik. Bu bizim için bir referans… İkincisi, bu bir Müslüman yaklaşımı değil. Benim bayrağım kırmızı üzerine ay ve yıldızdır. O ay Allah’ı, yıldız peygamberi temsil ediyor. Bunu da bütün dünya biliyor. Bir Müslüman bu bayrağa bunu yapmaz. O zaman bunu yapan kişinin ben Müslümanlığını sorgularım. Buradan çıkardığım sonuç şudur; şimdi 1915’te tehcir yasasını çıkardık. 900 bin küsür Ermeninin Osmanlı topraklarından uzaklaştırdığı yönünde bilgiler var. Şimdi bu Ermeniler nereye gitti? Şam’a, Halep’e, Lübnan’a gitti. Hatta Asala terör örgütünün merkezi Beyrut’taydı. Bu örgütün Beyrut’ta ne işi var? İşte zamanında Beyrut’a gidenler vardı. Şam’da, Halep’te Türk bayrağını yakanların Ermeni olup olmadıklarının sorgulanması lazım. Bunun üzerinden bir Müslüman karalama politikasına girmek de ayrı bir tehlike. Müslüman bunu yapmaz. Türk bayrağı bütün Müslümanlar için bağımsızlığın sembolü olmuştur. Bu bayrağın dalgalandığı sınırı çizen Atatürk, bütün dünya Müslümanları için bir sembol olmuştur. Ben bunları söylerken Türkiye’deki Ermeni vatandaşlarımızı kastetmiyorum. Ben Türküm diyen herkese ne mutlu, Atatürk bunu söylemiş zaten. Ancak belli idealleri yaşayan insanlar var. Biz geçmişte bunların örneklerini gördük. Cumhuriyetten önceki dönemi bir açın okuyun neler yaşandı? Büyük Ermenistan kurulacak, Rum Pontus kurulacak… Bunlar fiilen yaşandı, düşüncede kalmadı. Dolaysıyla buna karşı önlem almak zorundayız. Benim bayrağımı yakan Müslüman olamaz. O bölgede Büyük Ortadoğu Projesi için, büyük İsrail projesi için taşkınlık çıkaranın da ben Müslüman olduğuna inanmıyorum. Bu işin arkasında başkaca unsurlar var. Başından beri bizim bu muhalif grupları desteklememiz yanlıştı, bu bizi bir bataklığın içine itmiş oldu” dedi.

Paylaşın:
Habermax'ta Tarafsız ve Şeffaf Habercilik Habermax olarak, habercilik anlayışımızın temelinde objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık yer alıyor. İnternet sitemizde, hakaret içermediği sürece her görüşe saygı göstererek, farklı bakış açılarına yer vermeye özen gösteriyoruz. Siyasi haberlerde sağ-sol ayrımı yapmaksızın, toplumun her kesimine hitap eden ve doğru bilgilendirmeyi amaçlayan içerikler sunuyoruz. Güncel ve doğru habere ulaşmanın önemine inanan Habermax, okuyucularının güvenini kazanmayı ve korumayı hedeflemektedir. Siz de güvenilir ve tarafsız haberlere ulaşmak için bizi takip etmeye devam edin.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.