Dolar 35,7822
Euro 37,3283
Altın 3.196,74
BİST 10.131,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
15°C
Hafif Yağmurlu
Cum 14°C
Cts 13°C
Paz 11°C
Pts 8°C

Babacan, gözyaşlarına hâkim olamadı: “Dünya ahiret kaçamazsınız, bunun hesabını er ya da geç vereceksiniz”

Babacan, gözyaşlarına hâkim olamadı: “Dünya ahiret kaçamazsınız, bunun hesabını er ya da geç vereceksiniz”
29 Ocak 2025 13:16 | Son Güncellenme: 29 Ocak 2025 13:20
185

HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kartalkaya’daki yangın faciasında hayatını kaybeden vatandaşların isimlerini okurken gözyaşlarına hâkim olamadı. Mezun olduğu TED Ankara Koleji 10.sınıf öğrencisi Eren Bağcı’nın adını okuduğu esnada duygulanan Babacan, “Bu sorumluluktan, yetki makamında hiç kimse kaçamaz. Eğer ülke yönetiyorsanız, bir bakanlığı yönetiyorsanız, eğer bir yerel yönetim, belediye yönetiyorsanız, yetki sizdeyse sorumluluk da sizde; kaçamazsınız… Dünya ahiret kaçamazsınız, bunun hesabını er ya da geç vereceksiniz” tepkisini gösterdi. 

Yeni Yol grup toplantısında konuşan Babacan, Kartalkaya yangın faciası, belediyeler ve sanatçılara yönelik operasyonlar ve Sinan Ateş cinayetine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Her kim bir sorumluluk makamındaysa, tedbir almakla mükellef olan da odur”

Sorumluluk makamında olanların tedbir almadığını vurgulayan Babacan, “Evet, bizler kadere inanan insanlarız. Ancak, bunca büyük felaket olurken, insanlar ölürken, ülkeyi yönetenlerin sadece ‘Kader planı’ deyip olayları geçiştirmesi mümkün değildir. Önce tedbirini alacaksın, sonra ‘Takdir Allah’ın’ diyeceksin. Hepimiz gayet iyi biliriz ki, her kim bir sorumluluk makamındaysa, tedbir almakla mükellef olan da odur. Peki, nedir tedbir? Bir: Açık, şeffaf, akılcı kurallar koyacaksın. İki: Kurallara uyulup uyulmadığını sıkı bir şekilde denetleyeceksin. Üç: Kurala uymayana etkin ve caydırıcı bir yaptırım uygulayacaksın. Ve bunları ehil kadrolarla yapacaksın. Bu kadar basit yahu. İnanın bu kadar basit. Ama bunların gerçekleşmesi için ülkeyi yönetenlerin aklının, zihninin gerçekten memleket meseleleriyle meşgul olması lazım” diye konuştu.

“Yangının dumanı tüterken, cenazeler kaldırılmadan, başladılar birbirlerini suçlamaya”

Kartalkaya faciası üzerinden iktidar ve muhalefete yüklenen Babacan, “Daha yangının dumanı tüterken, cenazeler kaldırılmadan, başladılar birbirlerini suçlamaya… ‘Vallahi biz değil, onlar’ deme yarışına girdiler. Ülkenin Cumhurbaşkanı tuttu ‘Siyasetçiler kayıkçı kavgası yapıyor’ dedi. Sanki kendisi siyasetçi değilmiş, konunun tarafı değilmiş gibi hareket etti… Yahu kavganın bir hükûmet! Bu hükümetin başında kim var? Sayın Erdoğan yok mu? Siz nasıl hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi olayın içinde değilmiş gibi kenara çekilip, ‘Kayıkçı kavgası’ deyip tribünlere çıkıyorsunuz? Evet bu konunun sorumlusu hükümettir ama bir o kadarı da yerel yönetimdir, belediyedir… Sorumlu, otelin sahipleri ve yöneticileri mi? Evet. Turizm Bakanlığı mı? Evet. İl Özel İdaresi mi? Evet. Bolu Belediyesi mi? Evet, evet, evet! Az veya çok hepsi de sorumlu” dedi.

“Çalışacak olan Devlet Denetleme Kuruludur”

Babacan, Devlet Denetleme Kurulunun devreye sokulması çağrısını yineleyerek, “Sayın Erdoğan, Devlet Denetleme Kurulunu derhal devreye sokmalıdır. Neymiş… İçişleri Bakanlığı müfettiş göndermiş. Bakanlığın personeli kendi personelini, yöneticilerinin suçunu ortaya çıkarmak durumunda böyle bir ortamda rahat çalışabilir mi? Turizm Bakanlığının kendi teftiş sistemi böyle bir durumda çalışabilir mi, çalışmaz… Bütün sistemi denetleme yetkisine sahip olan şu anda Türkiye’de bir yargı vardır, süreç yürüyor göreceğiz nereye gideceğini, iki Meclis vardır, Mecliste araştırma komisyonu çok önemli olacaktır bu konuda… Üç idari denetim açısından da Devlet Denetleme Kuruludur. Bu yangından ders alıp, bundan sonra benzer faciaların yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini çalışan da yine Devlet Denetleme Kurumudur, hemen yanında oluşturulacak komisyondur” değerlendirmesinde bulundu.

“Emekliyi değil yoksulluğa açlık sınırının da altına mahkûm ettiler”

Emeklilerin yaşadığı zorluklara da değinen Babacan, “Şu anda emeklilerimiz temsil eden en büyük kuruluşlardan biri aramızda. Tüm Emekliler Sendikasının Başkanı ve yöneticileri aramızda. Gerçekten emeklilerimiz şu son 20 yılın en zor dönemini yaşıyorlar. Rakamlar inanılır gibi değil, daha Aralık 2024’te Türk-İş’in açıkladığı 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı yani sadece ve sadece temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gereken aylık rakam 68 bin 675 lira. Ev kirasını bir kenara bırakın, giyimi kuşamı bırakın, çocukların okul masraflarını bırakın, sadece karın doyurmak için, açlık sınırı için gerekli olan rakam 21 bin 83 lira. Peki en düşük emekli maaşı ne oldu arkadaşlar? Ne yapıldı? Bu yılbaşında yüzde 15,75 artışla 12 bin 500 liradan 14 bin 469’a çıkarttılar. Sanki liraların çok değeri varmış gibi 14 bin 469… Bu ne demek? Emekliyi değil yoksulluğa açlık sınırının da altına mahkûm etmek demek…” ifadelerine yer verdi.

“Yakın tarihimizde yaşanmamış bir servet transferi yaşanıyor”

Adaletle, ehil ve iş bilen kadrolarla sorunların hızlı şekilde çözülebileceğini kaydeden Babacan, “Bakıyorsunuz bütçeye en büyük kalem faiz. Tam 2 trilyon lira eski parayla 2 kentilyon bakın katrilyon değil 2 kentilyon lira bu iktidar faiz ödüyor. Kime ödüyor? Zaten parası olana ödüyor. Son uygulanan ekonomik adımlar, alınan kararlar vergi artır, faiz artır… Kim ödüyor bunu? En yoksul ödüyor. Faizi kim alıyor? Zaten parası olan alıyor… Yakın tarihimizde yaşanmamış bir servet transferi yaşanıyor şu anda. Ve bu servet transferi baktığımızda var olanın varlığına varlık katıyor, yok olandan alıp var olana aktarıyor… İnanılır gibi değil ve inanın çözüm çok kolay. İnanın kolay… Bu işi hiç bilmesek, yapmasak diyeceğiz ki ülkenin durumu bu… Ehil ve iş bilen kadroları iş başına getirin, adaletle yönetin, istişare ile karar alın, bakın nasıl bu sorunlar hızlı bir şekilde çözülüyor” ifadelerini kullandı.

“Tam bir kara mizah konusu”

Babacan, muhalefete, sanat camiasına ve basına yapılan baskıları ‘Kara Mizah konusu’ olarak nitelendirdi. Babacan, “Son aylarda muhalefetin, basının, sivil toplumun ve sanat dünyasının üzerindeki baskının gittikçe arttığına da hep beraber şahit oluyoruz. Muhalefet belediyelerine operasyon ardına operasyon düzenleniyor. Bir muhalefet partisinin gençlik kolları başkanı gözaltına alınıyor, ardından adli kontrol altında tutuluyor. Bir başka muhalefet partisinin genel başkanı tutuklanıyor. Gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, ev hepsinde tutuluyor. Bir menajerlik şirketi yöneticisi 12 yıldan sonra ‘etki ajanlığı’ suçlamasıyla tutuklanıyor, aksini söyleyen oyunculara yalan tanıklıktan soruşturma başlatılıyor. Tam bir kara mizah konusu” dedi.

“İktidar zayıfladıkça, var gücüyle yargı sopasına sarılıyor”

“Muhalefet belediyelerinin eğer herhangi bir hukuki sıkıntı yoksa ne yapıyorlar kaynaklarını kısıyorlar… İşte Çelikhan Belediye Başkanımız burada… Yaşadığı zorluğu her gün kendisi görüyor, anlatıyor… Büyük bir ayrımcılık var. Muhalefet belediyelerine iş yaptırmamak için iktidar kasıtlı olarak onları engelliyor, işlerine mani oluyor… Aslında olan ne biliyor musunuz? İktidar zayıfladıkça, var gücüyle yargı sopasına sarılıyor. İktidar, ülkenin sorunlarına çözüm üretemedikçe, zemin kaybettikçe, siyasi rakiplerini ve kendisine karşı duran her şeyi yok etmek istiyor. Ben buradan onlara seslenmek istiyorum: Özgür basını susturarak bir yere varamazsınız, hâlâ anlamadınız mı ya? Sanatçılar üzerinde baskı kurarak bir yere varamazsınız, hâlâ anlamadınız mı? Olmuyor. Yıllar geçti olmadı, olmayacak da.”

“Hukuksuzluk, adaletsizlik yaparak bir kısım muhalefete örnek oluyorsunuz”

İktidara yüklenmeye devam eden Babacan, “Yaptıklarınız ters tepiyor, ters tepmeye mahkûm.Hukuku ayaklar altına alıyorsunuz, Anayasa’yı çiğniyorsunuz. Hukuksuzluk yaparak, adaletsizlik yaparak ülkenin bekasını tehlikeye atıyorsunuz. Bunu yaparak bir kısım muhalefete örnek oluyorsunuz, sanıyorlar ki iktidar olmak bu… Diyorlar ki ‘Biz de sopayı ele geçirsek biz de bunlar gibi biraz eziyet etsek.’ Ancak şunu bilin: Baskılar arttıkça, biz demokratik bir Türkiye için sesimizi daha da yükselteceğiz. Hep birlikte, adalet için, eşitlik için, özgürlük için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Ve bu mücadeleyi yapacak yürekler bu salonda…” ifadelerine yer verdi.

“Sinan Ateş’in kızlarının yüzüne dar-ı bekada nasıl bakacak, onlardan nasıl helallik isteyeceksiniz?”

Sinan Ateş davasında tüm sanıklara takipsizlik kararı verilmesini de eleştiren Babacan, şunları söyledi:

“Rahmetli Sinan Ateş’in eşi, Ayşe Ateş bir açıklama yaptı. Onun sözleri, her şeyi tüm açıklığıyla anlatıyor. Onun sesini buraya taşımak istiyorum. ‘Bu kararla birlikte Sinan Ateş’in neden katledildiği, katledilmesi talimatını kimlerin verdiği gibi sorular cevapsız kaldı’ diyor Ayşe Ateş. ‘Elleri kanlı azmettiricilere normal hayatları hediye edilirken, bana ve iki kızıma bir ömür boyu ölüm tehdidi altında yaşamak layık görüldü’ diyor Ayşe Ateş. Şimdi Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum: Biz biliyoruz, tanığız… Sinan Ateş davasında, iktidarın arzu ettiğinden başka bir kararın çıkması mümkün olmadı. Keşke yargıya bu kadar müdahil olmasaydınız. Öte yandan da yine biliyoruz, tanığız: Sinan Ateş’in katillerini, katillerine arka çıkanları yargılatmak aslında sizin elinizde. Kapalı kapılar ardında ne pazarlıklar yaptığınız bizi zerre kadar ilgilendirmez. Siyasi bekanız için kimleri ezip geçtiğinizi, kimlerle el sıkıştığınızı gayet iyi gördük. Siyasi bekanız için dün ak dediğinize bugün kara dediğinizi gördük. Siyasi bekanız için 28 Şubatçılarla birlikte yan yana yürüdüğünüzü gördük. Fakat bu kadarını biz bile tahmin etmiyorduk. Sayın Erdoğan, siz zalim değiniz Sisi’yle el sıkıştınız; katil dediğiniz Veliaht Prens’in ayağına kadar gittiniz, bir de para istediniz. Fakat sorum açık, sorum net. Bu gece kafanızı yastığa koyun ve kendinize şu soruyu sorun: ‘Babamın katillerini bul Tayyip Dede’ diyen Sinan Ateş’in kızlarının yüzüne burada değilse de dar-ı bekada nasıl bakacak, onlardan nasıl helallik isteyeceksiniz? Sayın Erdoğan, kapalı kapılar ardında yaptığınız pazarlıklar bizi ilgilendirmez ama, oğlunun kahrından ölen Musa Ateş’in yüzüne, dar-ı bekada nasıl bakacak, ondan nasıl helallik isteyeceksiniz? Sorum oldukça açık. Cevabı vicdanınıza ve Allah’a havale ediyorum. Biz bu gece kafamızı yastığa rahat koyacağız. O yüzden buradayız, o yüzden ‘Yeni Yol’ dedik.”

Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.