HABERMAX.Yapı Kredi Yayınları imzalı ve B.Nihan Eren kaleminden; “Nefeshane”, edebiyatseverleri içsel bir yolculuğa çıkarıyor.
Ödüllü yazar B. Nihan Eren, son derece gündelik olan fakat beklenmeyen hayatları satırlarına işleyerek; duyguları, çileleri; yaşama dair kimi zaman yılgınlık kimi zaman mücadele dolu yolculukları edebî bir kurgu içerisinde veriyor. İnsan hayatının sıradanlığını sayfalarında sunan Eren, okuyucunun “Nefeshane” kitabıyla bağ kurmasına yardımcı oluyor.
Hayatın bilinmeyen taraflarını sekiz öykülük hikâyesiyle edebiyatseverlere sunan B.Nihan Eren, yaşamın derinliklerine kurgusal bir kapı aralıyor. İnsan yaşamını farklı zamanlarla ve farklı dünyalarla anlatan yazar, seçilen hayatların acizliğini de mutluluğunu da görmelerine yardımcı oluyor. Sıradan yaşamın manzaralarını yeni bir bakış açısıyla sunan; “Nefeshane”, hayatta var olan karakterleri bir avuç sayfada ortaya koyuyor.
Var Olan Hayatın Bir Yansıması
İçinde yaşarken çok da fark edilmeyen zaman olgusunun değişen ve insanı da beraberinde değiştiren yapısı, B.Nihan Eren’in kalemiyle birlikte bambaşka noktalara evriliyor. Edebiyatseverlerin kendi yaşamına dair bir harita olarak ele aldığı; “Nefeshane”, hayatta ki seçimler ile gelen değişimlerin ürkütücülüğünü ve sevincini duygu aktarımlarıyla ustaca işliyor. Eren, yaşamın sıradanlığını ve olağanlığını satırlarında aktarırken ayrı gerçeklikler arasındaki sınırı geçerek; öykülerini edebi bir şölen olarak sunuyor.
NEFESHANE
B. Nihan Eren, nefes almayı bambaşka açılardan ele alıyor Nefeshane’de. Yazarın iyice olgunlaşan, lezzetini derinleştiren ama yeni arayışlardan da vazgeçmeyen bir dille kaleme aldığı sekiz öykü yer alıyor kitapta.
Kahramanların kendi ağızlarından dökülüyor öyküleri; bir mezarın içinden, nemli bodrum katından, hastane odasından, lüks gece kulübünden, Boğaz’ı gören tepeden, sıradan bir apartman dairesinden. Öykülerin hepsi İstanbul’da geçiyor, hepsinde aynı rüzgâr esiyor, aynı çatlak yürüyor, “hep nasıl olduysa” öyle devam ediyor hayat, bir nefese muhtaç insanı acıtarak, bölerek, bütünleyerek.
‘’Kökler ve çatlamamış filizler, larvalar ve yumurtalar, termitler, yattığın toprağın altında canlanmaya, seni kemirdikçe palazlanmaya teşne şu kara kalabalık etrafını sarmış, kımıldanıyor. Ellerine bakıyorlar. Belinden geçiyorlar. Tümseklerine çıkıp, çukurlarına dolacaklar. Gözlerini alacaklar. Etini alacaklar. Bu etle bir yavru yılanı büyüteceksin. Ona nefes olacaksın. Bir hayvana dönüşeceksin. Bir yılan olacaksın. Sonunda, bir hayvan bedeninde yeniden… Nefes alacaksın.’’