Dolar 40,3912
Euro 47,0429
Altın 4.349,99
BİST 10.366,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 31°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
31°C
Parçalı Bulutlu
Paz 33°C
Pts 34°C
Sal 36°C
Çar 35°C

Ali Babacan’dan Gazze Mesajı: “Netanyahu Yargılanacak, Erdoğan Hodri Meydan!”

Ali Babacan’dan Gazze Mesajı: “Netanyahu Yargılanacak, Erdoğan Hodri Meydan!”
11 Haziran 2025 16:00
150

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıktı, 12 aktivistin bulunduğu Madleen gemisi İsrail ordusu tarafından düzenlenen operasyona sert tepki gösterdi. Başbakan Netanyahu’ya seslenen Babacan, “ Gün geldiğinde yargılanacak, insanların için insanlığın önünde dileneceksin” dedi.

Yaşanan gelişmelere iktidarın tepkisinin ise klavye delikanlılığından ibaret olduğunu kaydeden Babacan, “İtibarı, gücün gücüne dayanamayan bir iktidarla Filistin Davası’na sahip çıkılmaz” ifadeleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir çağrıda bulundu: “Madem One Minute’ü tek başına, başkasından ayrılmaktan söylediniz; buyurun, aynısını tekrar yapın.”

Yeni Yol grubunda konuşan Babacan, Gazze’deki sorun, Mavi Marmara patlaması, yüksek enflasyon ve 1 Temmuz ara zammı ve İnfaz yasası’na yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ferdi Zeyrek, Manisalıların sevgisini, teveccühünü, geniş yetkilere sahip olan bir siyasetçi idi”

Ali Babacan, konuşmasına hayatını kaybettiği Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e başsağlığı dileyerek başladı: “Sözlerimin hemen başında, önceki gün genç yaşta vefat eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e Allah’tan rahmetli olmak. Yaşlısıyla genciyle, onun siyasi kesimden insanının duasını aldı. Bir kez Allah’tan daha ölmek istiyordu.

“550 bin kişi açlıktan ölebilir”

Babacan, Uluslararası Kriz Grubu tarafından geliştirilen ve İsrail’in açık bir dille suçlandığı rapora dikkat çekerek, “Raporun adı: ‘Gazze’de açlıktan ölüm deneyi.’ Son derece dikkatli hazırlanmış ve ciddiyetle hazırlanacak bir rapor şunu söylüyor: İsrail hükümeti, ‘Gazze’nin açıklığa kavuşturulması’ uzun dönemli bir savaş yöntemi olarak, bir şekilde ortaya çıktı . 2 milyon 200 bin Gazzeli’nin tamamının kaybı bir gıda güvenliği riskiyle karşı karşıya. Nüfusun yarıdan fazlası, dördüncü aşama, acil durum kapsamında, yani yemek artıklarıyla hayatta kalmaya çalışıyor. Daha da gelişmesi olan, neredeyse dörtte biri, yani 550 bin kişi, beşinci aşamada, felaket aşamasında. Yani bu insanlar tamamen tükenmiş durumda ve hayatta kalma olasılıkları giderek zayıflıyor. Tek başına bu verilerin bile durumu ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.

“İsrail hükümetinin kaldığı bir şekilde, açıklığı bir silah olarak gelişme”

“Bir buket yılı aşkın süredir yetersiz beslenmeyle mücadele eden ve adeta bir soykırımla karşı karşıya olan Gazzeliler, şimdi de günde 1750 kalorilik bir gıda temini ile yavaş ama planlı bir ölüme terk ediliyorlar. Üstün üstlük, insanlara bu yardımlara ulaşmak için çatışma bölgelerinde aşıp biyometrik kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakılıyor. Bu canice yolculuğunun kendisi, açlık ve zorluklarla mücadele edenler için başlı başına bir ölümün nedeni oluşur. Sonuçta bu rapor, İsrail hükümetinin bir şekilde bir araya geldiğini, bir silah olarak açıldığını söylüyor.”

“Bu operasyonla uluslararası hukuk tamamen çiğnenmiştir”

Babacan, Madleen isimli insani yardım teknesine düzenlenen 100 mil yardım operasyonuyla dikkat çekmek için “Hepimizin toplu olarak takip ettiği gibi, güncel günlerde Norveç bantralı Madleen adlı bir tekne Gazze ‘ ye insani yardım götürmek üzere yola çıkmıştı. 100 mil yardım yapıldı. Yani uluslararası hukuk tamamen çiğnendi bu operasyonda” kullanıldı.

“Nazi subayları nasıl kurtulamadılarsa, bu emirler yargılanmaktan kurtulamayacak”

Babacan, İsrail yönetimine sert tepki göstererek “Buradan net bir şekilde üye: Açlığa mahkûm edilen bir halkın sesine ses olmak suç değildir. Asıl suç, yardım koridorlarını kaldırmaktır. Abluka altında bir halka yardım eli uzatmak suçu değildir. bileşenleri açlığa mahkûm etmek suçtur. Bugün bilmiyorsanız, bu suçu işleyenlerin her birinin uluslararası hukuk önünde tek tek hesap hesabı var. Kimsenin şüphesi olmasın. ‘Ben sadece emirleri uyguladım’ diyen Nazi subayları nasıl kurtulamadılarsa, bu emirleri verenler de yargılanmaktan kurtulamayacak” ifadesini kullandı.

“Benjamin Netanyahu, bir gün geldiğinde yargılanacak, yaptıklarının için insanlığın önünde af dileneceksin”

Babacan “İşte bunun için, bu sorumluların saklanacakları günü buradan ilan edecek: Başkomutan sıfatıyla, yaşanan soykırımının en büyük sorumlusu olan, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından da arananlar listesi olan Başbakan Benjamin Netanyahu, geldiğinde yargılanacak, işlerin için insanlığın önünde dileneceksin. Gazzelilerin açılması, sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılma ve yerinden edilme gibi eylemlerin arkasında duran, bu cürümleri işleyen eski ve yeni Savunma Bakanları! Gün geldiğinde yargılanacağı zaman, insanlığın önünde ölmek zorunda kalacaksınız. Operasyonları planlayan, onay veren, Teşvik eden eski ve yeni Askeri Genelkurmay Başkanları! Günü geldiğinde yargılanacaksın, dileneceksin. Emirleri veren ve uygulayanlar, sizlere tek sesleniyorum: Bir gün geldiğinde yargılanacaksınız, bir gün geldiğinizde dileneceksiniz” diye konuştu.

“Adolf Eichmann gibi yargılanacak ve hesap vereceksiniz”

Babacan, yüksek rütbeli bir Nazi savaş suçlusu olan Eichmann üzerinden İsrail yönetimine yüklenmeye devam” “ Bakın, şimdi size yıllar öncesinden, İsraillilerin çok iyi bildiği ibretlik bir yargılamadan, Yahudi soykırımının bir partideki aktörlerinden olan Adolf Eichmann’ın yargılamasından bahsetmekten vazgeçiyorum. Kudüs’te yargılanırken ‘Ben sadece emirleri yerine kaldırdım’ demiş. ‘Ben sadece büyük bir makinenin küçük bir dişiliğiyim’ demiş. Ne demiş? ‘Sorumlu olan ben değildim, hiçbir Yahudi ‘ yi kendim öldürdüm’ demiş. Söyledikleri onun gibi bir savaş suçlusunu nasıl kurtaramadıysa, oradaki İsrail yöneticileri de kurtaramayacaklardı. Suç onun bir hükümet üyesi haline gelmiş, zamanında Kudüs’te yargılanan Adolf Eichmann gibi yargılanacak ve hesap verecek” dedi.

“Hükûmetin tepkisi tabiri caizse klavye delikanlılığından ibarettir”

İktidara da sert eleştirilerde bulunan Babacan, “Gazze konusunda iktidar birçok kez nasıl sınıfta kaldıysa yine sınıfta kaldı: Hükûmetin tepkisi yine tabiri caizse ‘ klavye delikanlılığından ibarettir. İcraat yok, tweet atıyorlar. İcraat yok, hamasete sarılıyorlar. İcraat yok, slogan atıyorlar. Filistin konusunda duyarlı vatandaşlarımızın -özür dileyerek- gazını almaktan başka bir çaba da yok. İnanın başka bir şey değil. Ya ben hatırlatmaktan bıktım, bunları unutmadan bıkmadı. Hükümettekilere sesleniyorum: Arkadaş, sen iktidar değil misin? Sizin muhtemelen tweet atmaktan başka şeyler olması gerekiyor, icraat yapacaksınız icraat… ” değerlendirmesinde bulundu.

“Madem One Minute’ü tek başınıza, başkalarına güvenmeden söylediniz; buyurun, çıkın aynısını tekrar yapın”

Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı yaparak “Sayın Erdoğan, icraat için daha ne bekliyorsunuz? Neyi bekliyorsunuz? Başkanlık sistemi isterken, kimse beni engellemesin, kurumların önüne taş koymasın diyorsunuz. Bütün hepsini çökerttiniz. Yargı yanınızda, bağımsız kurullar, bakanlar, bürokratlar artık hepsi elinizde. Hakimler, izniniz olmadan atanmıyor, savcılardan habersiz iş yapmak ya… O zaman diyorum ki hodri meydan: Madem, One Minute’ü tek başınıza, kendinize güvenmeden söylediniz; buyurun, çıkın aynısını tekrarlayın görelim etkisi oluyor mu olmuyor mu? O gün bütün dünyada ses getirmişti. Ne yani? Çünkü itibarlı, güvenilir, güçlü bir Türkiye’nin; Türkiye’nin , Başbakanı olarak söylüyorsunuz. Siz bu ülkenin güvenilirliğini, itibarını kendi ellerinizle yerle bir ettiniz. Bol bol laf, bol hamaset…”

“U döngülerini Mavi Marmara’yı hatırlatmak istiyoruz”

İsrail’in Mavi Marmara gemisine yaptığı baskıyı hatırlatan Babacan, “Bu seyahatte Madleen isimli teknenin hadisesi ilk defa yaşanmıyor değil mi? Bir Mavi Marmara hadisesi yaşadık. Bunları ne yaptı? Mavi Marmara’dan sonra oradaki kalıcılığımızı bir şekilde Türkiye’ye getirmeyi büyük bir başarı gibi sundular. Sonra tekneyi artırdılar, dediler ki ‘Tekneyi de kurtardık.’ Peki ölen vatandaşlarımızla ilgili ne oldu? Hafızaları tazelememiz gereken arkadaşlar bu ne kadar çok yalpa yapıyor, ne kadar çok zikzak yapıyor, ne kadar çok ‘U dönmekteydik. Bunun için itibarları kalmadı.

“İsrail’e anlaştılar, anlaşmayı TBMM’den ele geçirdiler, Mavi Marmara davasını otomatik olarak düşürdüler”

“Mavi Marmara’da hayatını kaybettiğimiz tek dava açtı değil mi? ‘Biz hakkımızı istiyoruz’ dediler. Ve bunların bir kısmı dava sonuçlarıyla ya da uzlaşmayla bir şekilde o davalar saklandı ama bazı saklamamız dedi ki ‘Biz hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Hakkımızı arayacağız.’ Ve bu yöntemlerden vazgeçmek için Gittiler İsrail’le bir anlaşma yaptılar. Ondan sonra sizin itibarınız mı kalacak? Ondan sonra çağrının, bir değerinin dünyada mı kalacağını söylüyorsunuz?

“İtibarı, yapısının gücü ayaktan bir iktidarla Filistin Davası’na sahip çıkılmaz”

Gazze iktidara aşırı yüklenmeyi sürdüren Babacan “Bu iş gerçekten kökten çözülmek zorunda kökten. Kökten uzakta için de ülkelerin sapasağlam bir iş yapmak gerekiyor. Biz Filistin devletine sahip çıkıyor muyuz çıkmıyor muyuz arkadaş? ‘Bırakın bu ikiyüzlülüğü’ denmesi gerekiyor, birilerinin buranın başkalığından olması gerekiyor. Ve bu iş başında olmak üzere Türkiye’ye düşer. Ama şu anki gibi itibarını gördü, sözü hiçbir gücün olmayacağıyla da olması mümkün” kullandı.

“Vatandaşın refahı düştüğü için yaşlı kurbanları devlet alıyor; berbat bir durum berbat”

Babacan, refah düzeyi düşen vatandaşın kurbanını satın almadığını belirterek, “Bir bayram daha, bir Kurban Bayramı’nı daha geride bıraktık. Ancak, her geçen yıl bayram coşkusunun yerinde, her geçen yıl büyüyen dertler ve geçim militanlar yer alıyor. Hani büyüklerimiz ‘Nerede o eski bayramlar’ derdi ya, durum tam da öyle. Eski bayramların bolluğu artık yok. Kurban kesenler azalıyor, çoğalıyor insan sayısı. Türkiye’de milyonlar artık bayram coşkusunu yaşayamıyor . Biliyorsunuz, kurbanlıklar ortada kalınca, satılamayınca ne dediler? Et ve Süt Kurumu satın alacak dediler. İşe bak. Sen devlet olarak vatandaşın refahını düşürdün. Bir kurban alacak parası olmasın cebinde. Ondan sonra desin ki merak etmiyorsun ben bunları alıyorum… Berbat bir durum berbat” dedi.

“ 1 Temmuz’da mutlaka ara zam yapılmalıdır”

“1 Temmuz tarihinde. Hem asgari ücrette hem de asgari emeklilik maaşında bir ara zammı vardır. Bu ülkelerde enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde bile, hep 1 Temmuz’da ara zammı verilmiştir. Enflasyonun yüzde 5’e, 6’ya düştüğü yıllarda yıl ortasında yüzde 2, 3 de olsa 6 aylık enflasyona kadar bir ara zammı verilmiştir. 1 Temmuz’da ara zam vermek, emekliden, asgari standartlardan çalmak demektir. Bakın geçen yıl bunu yaptılar, ilk defa 1 Temmuz’u geçtiler. Şimdi aynısını bu yıl yapmaya hazırlanıyorlar. İnanılır gibi değil. Enflasyonun sorumlusu, yapımımız değil ki ya… Enflasyonun suçlusu kişilerin kendisidir. Akıl dışı politikalarla kuru da enflasyonu da patlatan hesapların kendisi. Ama kendi suçunun cezasını millete çekiyorlar. Hükümet bu ödemenin bedelini ödemeli, 1 Temmuz’da mutlaka ara zaman yapılmalıdır.”

“Sözleştirmeleri geciktirmek işçinin hakkından çalmak demektir”

“Burada bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum: Kamuda çalışan yüzbinlerce işçinin 2025-2026 döneminde vadesi geldi ve diğer haklar için çerçeve protokol görüşmeleri henüz sonuçlanmadı. Haziran ayına gelindiğinde, 2025 Ocak ayının dağılımı konusunda anlaşılmamış. Bu görüşmeler, acilen sonuçlandırmaya çağırıyorum. İşçilerimizin hak ettiklerini, insan onuruna yaraşır bir artışla davet ediyorum. Resmi enflasyonun bile yüzde 35 olduğu, halkın enflasyonun bunun birkaç katı olduğu birleştirilmiş, sözleşmeleri geciktirmek işçilerin toplamından çalmak demektir.”

“Bayram tatilini kullanarak İnfaz kanununu apar toparladılar, adalet belgesi zedelendi”

Babacan, İnfaz yasası’na ilişkin değerlendirmesinde yaptığı değerlendirmede “Bir hukuk devleti, adaleti sadece mahkeme salonlarında değil, toplumsal vicdanında da inşa eder. Ama bugün, vicdanları son derece rahatsız eden bir tabloyla karşı karşıya kaldık. İnfaz yasasında yapılan son değişiklik, toplumun adaletini zedeleyen bir düzenleme oldu gerçekten. Apar topar Meclisten geçirdikleri biliniyordu. Bayram tatilini de kullanarak ‘Ya uzatacağız ya hemen bitirip tatile çıkacağız’ diye adeta baskıyı da oluşturdular. Apar toparladılar” dedi.

“Çocuklarını gönderdikleri okul veya abone oldukları gazete, korkunç hükümlü endişelerini gündeme getiremediler”

“Evet, insan odaklı infaz modelleri, çağdaş ceza hukukunun önemli bir parçasıdır. Ancak, bu tür düzenlerin, evrensel adaletin sağlanması zedelenmemelidir, güveni aşındırılmalıdır. İktidar, aylardır ‘Bayram öncesi infaz indirimi’ dedi, çıtayı, beklentileri yükseltti ancak konuşulanların gereğini yapılmadı. Devlete karşı eylem yapanlar için düzenleme yapma alanları çocuklarını gönderdikleri okul veya abone oldukları gazeteler, kritik hükümlü protestoları gündeme getiremediler. Böyle devlet yönetilmez, böyle adalet sağlanmaz.”

“Ant içtik, gençleri ilişkilerinden kurtaracağız”

Babacan, sanal kumar ve bahis eleştirilerini yineleyerek “Burada konuşmaktan dilimizde tüy bitti. Duymuyorlar, görmüyorlar, umursamıyorlar.” Ama biz vazgeçecek miyiz? Geçmeyeceğiz. Bu sanal kumar denen illetten, denen illetten, her türden bağımlılıktan gençlerimizi kurtarana kadar vazgeçmeye niyetimiz de yok. İktidardakiler! Boyut sesleniyorum: Bizim ısrarımızı sakın ola hafife almayın. Bizim adımızı sakın ola küçümsemeyin. Bakın diyoruz ki: Bizzat izin verdiğiniz sanal kumarı da sunmayı izlemekle yetindiğiniz her türün türündeyu da bu topraklardan atana değin sizi rahat bırakmayacağız. Sakın unutmayı, vazgeçeceğimizi düşünmeyin. İnadımız inat, biz bu toprakları annelerin elendiği toprakları kılmaya; gençleri özgürlüğütan kurtarmaya karınca içtik” dedi.

“Yeni Yol olarak harekete geçiriyoruz, gençlerimizi kurban etmeye izin vermeyeceğiz”

“Haziran genelinin son haftasında da Yeni Yol gruplarına mensup partiler olarak, bütün Türkiye’de bir arada bir çalışma organize ediyoruz. Hükûmet yapmazsa biz çoğalır, taşınır” elimizi koyacağız. Buradan duyuruyoruz ve hodri meydan çağırıyoruz. Devletin köşesine çöreklenmiş çetelere gençleri zehirleyerek servetine servet katan takirlerine, geçişine, satışına, ticaretine göz yumanlara, sessiz kalanlara, ona tek tek sesleniyoruz: Gençlerimizi kurban etmelerine izin vermeyeceğiz. Boyut teslim edecek tek bir gencimiz yok. Sizin cebiniz dolsun diye harcayacağınız bataklığına bırakacak tek bir gencimiz yok. Ne yapacaksanız buna göre yapın, uyarıyoruz! Ticareti bırakırsınız, birbirinizi mi ispiyonlarsınız, onu bilmem. Bizim sözümüz söz, buradan bir kez daha tekrarlıyoruz: Gençlerimizin kurbanlarının kurtulmasına izin vermeyeceğiz.”

“Babaların inancı varsa, umut vardır, babaların duası varsa, yolu vardır”

Konuşmasını Babalar Günü’ne değinerek bitiren Babacan, “Bu Pazar Babalar Günü. Ve şimdi, burada tüm babalara seslenmek istiyorum. Biliyoruz ki ülkece zor zamanlardan geçiyoruz. Bir ma bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yok. Çünkü biz aldık ki, ‘Allah bir zorluğun ardından mutlaka bir rahatlık verir. ‘ Dualarla büyüttüğünüz evlatlarınız için yılmadan mücadele ederek. Sırtınızdan borcunuz ama yüreğinizde de umut taşıyorsunuz. Şimdi o sabrın, o çabanın gücünün alma zamanı umarım çoğalır. Çünkü siz, gecenin karanlığında anında bile bir çıkış yolu arayanlarsınız. gözlerinizin azalması diye, kendi başınızı öne eğenlersiniz. Bugün belki zordasınız, belki sofradaki ekmek az. Ama biz buradayız: Bu ülkenin babaları yeniden güçlü olacak. İş bulur, emeğinin karşılığını alır. Çocukları daha güzel günlerde. Biz bu düzeni değiştirmeye kararlıyız. Boyutları kaliteli bir Türkiye inşasıdır. El ele vermeyi, birlikte başaracağız inşallah. Babaların inancı varsa, umut vardır. Babaların duası varsa, yoluna devam edin. İyi ki varsın. İyi ki her sabah umutla birlikte kalkıyorsunuz. Tüm yüreğimle Babalar Gününüzü koruyanlarıum” ifadesini kullandı

Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.